Nusret Hizir
Kavram kargasasi sozu, son zamanlarda bir turlu halk deyimi
olma yolunda. Kokenini bilmiyorum. Herhalde arastilirsa, bulunur.
Bir yazarin, sozu guzel bulup sik sik, ya da yazisinin carpici
bir yerinde kullanmasi uzerine hosa gidip, halkca, anlami
uzerinde cokca dusunmeden kullanilmaya baslandigini saniyorum.
Simdi amacim, bu sozun icerigini kucuk bir inceleme yardimi
ile aciklamaktir. Ilkin kargasa sozcugunu
alalim. Fransizca - Turkce sozluk, desordre'un karsiliklarindan biri
olarak kargasa'yi gostermekte. Fransizca Larousse ise,
desordreun bir anlaminin tumulte, trouble
oldugunu yazmakta. Tumulte: Gurultu, patirti, bir de kargasa, karisiklik
demektir. Trouble'un anlamlarindan biri karisiklik'tir.
Demek ki kargasa, olaylarin, hem bir tek degil, bircok olayin
bir arada oldugu halde, vardigi bir durumdur. Sonra ornegin Fransiz
Papiers en desordre diyerek, iki anlamin
bir karmasini dusunebilir; ama biz
kargasa halinde kagitlar demeyiz. Demek ki
Turkce, kargasayi daha dar anlamda, yalniz
olaylarda kullanmakta. Bizde ancak bir yazar deyimini guclendirmek icin
bu aliskanligi bir yana atip, Kargasayi ornegin
nesneleri nitelendirmekte kullanmis olabilir.
Kavrama gelince, benim burada kavramin ne oldugunu, nasil
kuruldugunu aciklamam herhalde yersiz olur. Ancak su noktalari
vurgulamak isterim: Kavramlar, dilin dusunce ekonomisini saglayan
en onemli ogeleridir. Her bireyi ayri ayri tanimaktan baska
care olmasaydi, belki gene dusunulurdu ama bu dusunus cok ilkel
kalirdi. Biz adeta anlamlar denizi icinde (kavram, kisaca anlamli
sozcuk demek olduguna gore), kavramlar denizi icinde yasiyoruz.
Insanlik, duygusal olarak, kavramin kendisi icin yasamsal onemini
kavramis olacak. Hint gibi, Cin gibi eski dusunus kiplerine
geri gitmeden, Klasik ilkcag dusunusunun kavrami ne denli yucelttigine
taniklik ediyoruz. Hem bu yuceltme, ad (kavram) ile nesneyi ozdes
kilmaya dek ulasiyor: Sokrates oncesi felsefede Herakletos'un Logos'u,
Anaksagoras'in nous'u, ontolojiye aktarilmis kavramlardir.
Hele Sokrates'ten hemen sonra Platon'da, asil varliklar; idea'lar, yani
genel kavramlar olacak ve bu yuceltme sureci Yeni Platonculuk'ta,
tanrilastirmaya kadar isleyecek. Bu tur ogretilerin disinda,
kavramin onemi, kimi metafizikte dusunus ya da varligin doruguna degil,
temeline konmakla gosterilmektedir. Descartes'in
cogito ergo sum yoluyla saptadigina inandigi
ruh (bilinc!) nesnelesmis kavrami, hele Leibniz'in dizgesinin temeline
aclkca koydugu ozdeslik ilkesi gibi.
Bilimin yuksek asamadaki durumunu, bilindigi gibi, belitsel
dizge (aksiyomatik sistem) verir. Bu tur bir dizgede temele konan
kavramlarin gorevi cok onemlidir. Denebilir ki butun dizge, temeldeki
kavramlarin aciklanmis biciminden baska bir sey degildir. Oklid,
Isa'dan 300 yil kadar once kavramin onemini kavramis ve geometriyi
aksiyomatik bicimde kurmustur. Genis halk obekleri, kavramin dusunuste
ve yasamada sayip doktugumuz bu onemli durumlarini belki icgudusel
olarak kavramakta, ya da hic olmazsa sezinlemekte: Hafif yazilarda ya
da konusmalarda, bir gorusun, bir durum takinisin, bir erdemin, bir
niteligin kavramindan, butun bu saydiklarimin temeli olarak soz ediliyor.
Bu arada kavram kargasasi sozu de sik sik geciyor. Belirli bir ekonomik
durum elestirilirken, ekonomi kavramindan; bir ogretim sorunu
incelenirken ogretim ya da ogrenim kavramindan; spordan soz edilirken
sportmenlik, centilmenlik kavramlarindan; genellikle herhangi bir is
ya da gorus soz konusu olunca o isin ya da gorusun kavramindan soz
edilmekte ve isin ya da gorusun yapisina kavramin egemen olmasi gerektigi
-- acikca olmasa bile, dolayli olarak -- one surulmekte. Kavramlarda
kargasa, baska deyisle, kavram kargasasi, olabilir mi? Olursa nasil olur?
Bunu inceleyelim:
Iki kavramin es anlamli olmasi, ayni nesneye isaret etmesidir:
Dunyanin uydusu ile Ay
gibi. (Bunlarin Frege'ye gore Bedeutunglari bir,
Sinnleri ayri). Iki kavram celisiktir, eger
biri oburunu icerik bakimindan ortadan kaldirirsa (evetleme, degilleme
kavramlari gibi). Bir kavram, bir baska kavramin alt-kavramidir,
eger birincinin kumesi, ikincinin alt-kumesi ise (insan -- canli varlik'ta
oldugu gibi). Matematigin, mantigin, doga bilimlerinin kavramlarinda,
bunlarin birbirleri karsisindaki durumlari oldukca aciktir. Uc obekte:
Siniflayici, karsilastirici, olcusel obeklerde toplanan bu kavramlar
arasinda, ancak temel ile ilgili sorunlarda; (ornegin Matematik,
Mantigin alt-kavrami/Matematik, Mantigin alt-kavrami degil gibi; ya
da yeterince kontrol edilmemis varsayimlarda: Ornegin Phlogiston ile
sonraki yanma kuramlarinda oldugu gibi) bir aciklik olabilir. Demek ki
bu alanlarda kargasaya yer yok.
Insan bilimleri bu olcude pekin olmamakla birlikte, bu alanlarda da
pekinlige bir olcude yaklasilmaktadir. Ruhbilimde Behaviorist gorus,
uyarim -- yanit kavramlari ile bir yandan Freud ile baslayan butun
derinlik psikolojisinin kavramlariyla (libido gibi), our yandan
insan ruhu kavramini temele koyan geleneksel
ruhbilimle catismaktadir.
Toplumsal alanda kapitalist gorus ile sosyalist gorus, kavramlariyla
birbiriyle savas halindedir. Biri icin proletarya
kavraminin icerigi, ilerinin yonetici sinifidir; oburu icin Raymond Aron'un
agziyla, bu icerik yoneten sinif olamaz. Demek ki, ve bildigimiz gibi,
bunlar arasinda amansiz bir savas var. Fakat kargasa butun bunlarin
neresinde?
Felsefede Kant ile basliyalim. Kant'in sentetik diye gosterdigi onerme,
bir Viyana Cevresi uyesi icin analitiktir. Hele onun unlu sentetik
apriori onermesi, ampiriste ve materyaliste gore anlamsizdir, kavram
degildir. hicbir sey degildir. Sozu uzatmamak icin, yillari atlayarak
Fenomenojiye gelelim: Bu ogreti, eidetik indirgeme ile seylerin ozunu
gorebilecegimizi, fenomenolojik indirgeme ile de Ben'i saptayabiyecemizi
one suruyor. Buna karsilik materyalist; bu Oz, Ben, indirgeme
kavramlarinin gercek kavram olmadigi ve bu sozcuklerle kurulmus
dizgenin metafizikten baska bir sey olmadigini soyluyor. Burada da
catisma var, hem siddetli catisma! Ama kargasadan iz bile yok.
Gunluk yasamda durum nasildir? Batililik kavramini alalim. Diyelim ki cok
sayida kisi, batililigi baska baska anliyor. Bu toplulukta batililik
soz konusu olunca, dusunceler birbirinden ayrilir. Belki birbirine yakin
anlamlari one surenler arasinda, baskalarina karsi gruplanmalar meydana
gelir, belki de boyle bir sey olmaz. Herhalde dusunceler arasindaki
ayriliklar obur alanlarda oldugundan daha sik olur. Ama bu bir kargasa
midir?
Kargasa deyince, her kafadan bir sesin cikmasi, hatta her kafanin birkac
kez kavram degistirmesi, boylece durumun tam anlamiyla kor dovusune
donusmesi gerekir. Oysa, yurdumuzda kavramlar catisiyor, ama kargasaya
benzer bir durumdan soz edilemez diye dusunuyorum.
Oneri, katki ve elestiri
Cogito