Itiraf ve
toplumun kutsanmasi
Süreyya Su
Son
zamanlarda, önce sanal ortamda baslayan, daha sonra çesitli biçimleriyle görsel
ve yazili medyaya tasinan itiraf yayinlari yogun bir ilgiyle karsilanarak popüler
kültürün önemli bir fenomeni haline geldi. En son Reha Muhtar'in itiraf
programiyla bu fenomen basinda ve sosyal bilim çevrelerinde tartisma konusu
oldu. Tartismanin ana eksenini modernligin sosyolojik tanimlarindan biri olan "itiraf
toplumu" olusturuyor. Itiraf eylemleri ve yayinlarinin yayginlasmasi
geleneksel yapidan modern yapiya geçisin göstergesi olarak yorumlaniyor. Bense
fenomeni postmodern durum baglaminda degerlendirmeye çalisacagim.
Itiraf
toplumu modernligin bir unsuru ve iktidar tarafindan bireylerin arzu ve davranislarini
kontrol etmek için düzenlenen "benlik teknolojileri"nden ayri
düsünülemez (Foucault). Modern toplumda benlik kendisini itaat araciligiyla olusturur.
Dolayisiyla bir benlik teknolojisi olarak itirafin temel özelliklerinden birisi
bir otoriteyi gerektirmesidir. Itiraf, yetkisi kabul gören bir kisinin (din
adami, psikiyatr, ögretmen) denetimi altinda gerçeklesen özel bir söylem
türüdür. Kisisel
bir arinma biçimi oldugu için birinci ve ikinci tekil sahis arasinda olur.
Öyleyse hem sanal ortamdaki hem medyadaki birtakim kisisel olaylarin sunumunu
gerçek bir itiraf olarak degerlendirmemiz pek uygun görünmüyor. Gündüz Vassaf'in
belirttigi gibi ortada olan itiraf degil tam bir teshirciliktir. O halde olay
gösteri toplumu, apolitiklesme ve totaliter bir pratik olarak toplumun kutsanma
ritüeli baglamlarinda incelenmeye daha uygundur.
Hiristiyanligin
ilk yüzyillarinda kilise bir gerçegi ortaya çikarmak için "günah çikarma"dan
farkli bir yol kullaniyordu. Bu ifsaat biçimine "exomologesis"
denmekteydi. "Exomologesis" bir kisinin kendisini bir günahkar
ve pisman olarak kabullenmesi ritüeliydi. Günahkâr bagislanmak için piskoposa
gidip kendisine pisman statüsü verilmesi için bu ritüelden geçerdi. Bu süreçte
bu statüyü neden istedigini ve hatalarini açiklamak zorundaydi. Bu bir itiraf
degildi; bu, statünün bir kosuluydu. Exomologesis'i itiraftan ayiran özellik,
kisinin bir pisman olarak statüsünü teatral bir tarzda kabullenisidir. Dolayisiyla
kefaret, bir sözcükten ibaret olmayip teatral bir süreçtir (Foucault: Benlik Teknolojileri).
Aci çekmek, utanç duymak, asagilanmayi
seffaflastirmak
ve edeplilik sergilemek cezalandirmanin temel özellikleridir. Burada alenilestirmenin
islevlerinden biri, günahi silip vaftiz yoluyla edinilen safligin restore edilmesiyken;
digeri, bir günahkâri oldugu gibi teshir ederek toplumda arinma duygusu olusturmakti.
Sivil
toplumda sagcilasma
Exomologesis
model olarak sehitligi almisti. Exomologesis'te günahkâr, çileci arinmalarla
kendini ifsa ederek kendisini "öldürmek" zorundaydi. Günümüzün
itiraf yayinlari da, günahkârlara toplum önünde "diz çöktürerek"
toplumda sanal bir kötülükten arinma hissi yasatmiyor mu? Toplum idollestirilerek
ahlâki bir özne simülasyonu olusturuluyor. Böylesi bir özne yanilsamasi gösteri
toplumunun yol açtigi bir durum aslinda. Toplum reytingler ve istatistiklerle
begenilerin, degerlerin ve yargi gücünün belirleyici öznesi olarak iktidarin mesruluk
dayanagi konumunda. Nitekim bu, 80'lerden itibaren yasanan apolitiklesme ve
otoriterlesme dinamiklerini perdelemek amaciyla sivil toplumu yücelten
söylemlerin hegemonik etkisinin bir sonucudur. Son günlerde yasanan birtakim olaylarin
gösterdigi gibi, Türkiye'de sivil toplumda sagcilasma ve totaliter bir dili
benimseme emareleri olusuyor. Örnegin Sehit Aileleri Dernegi'nin Eken'in "kahramanligi"
ve "mazlumlugu" hakkindaki açiklamalari ve derin hissiyat
taciri bir avukatin "içimizdeki hainleri" ifsa çabasi bu
tehlikeli durumun bariz isaretleri. 11 Eylül sonrasi derinlesen tehdit algisinin
da etkisiyle devletler zorbaliklarini popülerlige dayanarak mesrulastirmaya çalisiyorlar.
Iktidarlar kaynak olarak halki göstererek ve ortak iradeyi temel özgürlüklerin
üzerinde tutarak anayasalari delmekten, devredilemez haklari devretmekten asla
çekinmiyor. Günümüzde totalitarizm, devletin idollestirilmesinden degil, halkin
idollestirilmesinden besleniyor.