Yasallastirsak da mi yapsak...

Kenan Erçel

                        

Guantanamo üssündeki Taliban esirler simdilik ser verip sir vermiyor. Bakalim Amerika onlari konusturmak için ne yapacak?

 

Guantanamo'daki inatçi tutuklulari Türkiye'ye gönderin, kendilerini biz bülbül gibi konusturalim. Böylelikle siz bu basbelalarindan kurtulursunuz, bizim de insanliga bir hizmetimiz dokunmus olur

                 

Amerikalilar son haftalarda, basini Harvard'li bir hukuk profesörünün çektigi oldukça sansasyonal bir tartismaya tanik ve de taraf oluyor. Mevzu, Afganistan'dan Küba'ya getirilen tutuklulara nasil muamele edilmesi gerektigi. "Kuzularin Sessizligi"ndeki Hannibal Lecter misali prangaya vurulmus, elleri zincirlenmis, kafalarina maske geçirilmis ve damarlarina güçlü sakinlestiriciler zerkedilerek 'ehlilestirilmis' bir halde Guantanamo Körfezi'ndeki özel kampa yerlestirilen Taliban/El-Kaide baglantili tutuklularin ABD'li yetkililere ser verip sir vermeyecegi basindan beri herkesin malumuydu zaten. Istihbarat uzmanlarinin, isleri oluruna birakmayacagi da ortada. Peki ne olacak simdi?

 

Hukuk profesörü Alan M. Dershowitz'in birçok gazete ve televizyon kanalinda dile getirdigi görüslerine bakilirsa tek çare bu vaka özelinde 'iskenceyi yasallastirmak'. Iskencenin gündelik yasamin neredeyse kaniksanmis bir parçasi haline geldigi memleketimizde bile yadirganacak böylesi bir öneriyi ABD gibi bireysel hak ve özgürlüklerin 'besigi' bir ülkede hem de bir hukuk profesörü ne akla hizmet ortaya atiyor acaba?

 

Dershowitz'e göre ABD vatandaslarinin bir yandan dünya kamuoyu önünde iskenceyi kinarken diger yandan da kapali kapilar ardinda cereyan ettigi herkesçe gayet iyi bilinen nahos uygulamalara göz yummalari hem hukuki hem de ahlâki açidan çok sakincali. Hukuki sakinca, yakin gelecekte basvurulmasi kuvvetle muhtemel olan zora dayali sorgulama yöntemlerinin biçim ve siddetinin mevcut haliyle tamamen istihbarat görevlilerinin takdirine kalmis olmasindan kaynaklaniyor. Bu yüzden, kulaga tuhaf gelse de, tutuklularin bizzat kendi selametleri için iskencenin yasal zemine tasinip çesitli prosedür ve düzenlemelere tabi tutulmasi zaruri.

 

Dershowitz, ABD toplumunun iskence karsisinda takindigi devekusu tavrinin ahlâki çarpikliklarina da isaret ettigi yazi ve konusmalarinda söz konusu riyakâr tutumun toplumdaki sinisizmi körüklemesinden endise duydugunu belirtiyor. Evet, insan haklarindan ödün vermek zorunda kalmak iç parçalayici bir durum ama sirf ele güne karsi rezil olmayalim diye bu hak ihlâllerini görmezden gelmek ve her sey güllük gülistanlik imiscesine gündelik hayatimizi sürdürmek daha da yaman bir çeliski. Profesörümüze göre bu sahte erdemlilik kisvesinden siyrilmanin yegâne yolu her ne kadar gönlümüz

varmasa da iskenceyi sahiplenmek, üç maymunu oynamak yerine icap ettiginde 'vebali boynumuza' diyecek yürekliligi göstermek.

 

Iskenceyi yasallastirmak

 

Bir hiciv denemesi olarak degerlendirildiginde Dershowitz'in görüsleri aslinda oldukça radikal açilimlara sahip. Bireyleri, ancak toplumsal bilinçaltinin ücra köselerine havale etmek suretiyle basedebildikleri travmatik gerçekliklerle kara mizahin soguk dus etkisini kullanarak yüzlesmeye zorlayan hiciv sanati toplumu dönüstürmek isteyenler için yüzyillardir vazgeçilmez bir silah olagelmistir. "Güliver'in Seyahatleri" adli eseriyle tanidigimiz Jonathan Swift'in 17.-18. yy Ingiltere'sinde sefaletten kivranan kitlelere, zenginlerin sofralarini süslemek üzere gürbüz bebeklerini satiliga çikarmalarini salik verdigi metni bu edebiyat türünün belki de en klasik yapitlarindan biridir.

Ayni sekilde, Dershowitz'in iskenceyi yasallastirma önerisi de hiciv sanatina gayet güzel bir örnek teskil ediyor olabilirdi sayet profesörümüzün asil derdi bu olsaydi.

 

Barindirdigi muazzam potansiyele ragmen Dershowitz'in önerisinin toplumu tiye almak gibi bir gayesi falan yok. Dershowitz, kimi durumlarda iskencenin kaçinilmaz olduguna cani gönülden inanan bir 'hukuk' adami. Katildigi tartismalarda ne zaman köseye sIkI$tirilsa, hep ayni senaryoyla karsisina çikiyor muhaliflerinin. Varsayin kalabalik bir sehrin bir yerlerinde patlamak üzere olan bir bomba var ve hasbelkader ele geçirilmis olan bir zanli

bombanin yerini bildigi halde ifsa etmemekte direniyor. Onlarca masum insanin hayatinin mevzu bahis oldugu böylesi bir durumda dahi iskenceye karsi çikar miydiniz?

 

Bu soru, özellikle de hazirliksiz yakalanmissaniz, zihninizi belki bir süreligine felce ugratabilir. Ama kendinizi senaryonun sinematik çarpiciligindan kurtarip konuya biraz daha sogukkanlilikla yaklastiginizda fark edeceksiniz ki bomba misalinin tartisilan hususla uzaktan yakindan alâkasi yok. Mevzu Guantanamo'daki tutuklular iken sirf iskenceyi mazur gösterebilmek için kalkip aksiyon filmlerinden arak ucuz mizansenlere itibar etmesi Dershowitz'in aslinda ne kadar kof bir savin avukatligina soyunmus oldugunun en manidar emaresi. Ortada, 11 Eylül'den bu yana toplumda iyice yer etmis olan paranoya halini suistimal etme imkani dururken adam niye isine gelmeyen gerçekliklerle zaman kaybetsin ki zaten? Dershowitz de Bush Jr. gibi 11 Eylül sonrasi ortamda olgularin hükmünün kalmadiginin idrakinde ve bu yüzden, aynen ülkesinin baskani gibi, herkesin gözünün içine baka baka mesnetsiz atabiliyor.

 

Nasil Bush Jr., nükleer silah siralamasinda kendisinden sonra gelen dokuz ülkenin toplamindan daha fazla tahrip gücüne hükmeden bir imparatorlugun basi oldugu halde Kuzey Kore, Iran ve Irak'ı dünya barisini tehdit etmekle itham edip bu zeka özürlü konusmasinin ardindan devlet erkâni tarafindan dakikalarca ayakta alkislaniyorsa, ayni sekilde Dershowitz de, sahip olduklari birkaç bilgi kirintisi Afganistan'da ele geçirilen tonlarca belge sayesinde çoktaaan kıymetini yitirmis olan Taliban/El-Kaide tutuklularinin durumu ile patlamasina ramak kalmis bir saatli bomba arasinda ipe sapa gelmez bir paralellik kurup kendine ekran ve gazetelerde bol bol yer bulabiliyor.

 

ABD'li hukuk profesörümüzü iskenceye kilif uydurmak zahmetinden kurtarmak için bu sefer bendenizin naçizane bir önerisi olacak. Guantanamo'daki inatçi tutuklulari Türkiye'ye gönderin, kendilerini biz bülbül gibi konusturalim. Böylelikle siz bu basbelalarindan kurtulursunuz, bizim de insanliga bir hizmetimiz dokunmus olur.

 

Son paragraf hiciv amaçlidir, alicilarinizin ayariyla oynamayiniz.

 

Not: Yazardan izin alinmistir.

 

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Anasayfa