Fatos Yapar
Durun
gözyaslarim...
Olan olmus lakin,
aglamaya ne gerek, ne hal olacak, giden gitmis, biten bitmis. Umut çiçeklerine
sarilip da yasamaya çalisan ben... Çocuklar gibi, istekleri olmayinca, aglayan
ben... Yakisiyor mu?
Hadi
kalik, silkin, bakislarini günese çevir, yak bir sigara, sevdigin bir müzik aç,
telefon yaninda... Ara sevdigin birini. “Kaldi mi öyle biri” belki hala
sevdiklerim var ama güvendigim hiç kimse yok... Aynadaki sana bile...
yakismiyor... Ben içindeki, hala şeytanliklar ve muzurluklar yapabilecek kadar
küçügüm, biliyor musun? Hem aska da hala inaniyorum... Bir deniz kizi olduguma,
arada marti, dalgalarin çarptigi, suyun sekil verdigi sert kayalar, kahkaha, çinar
agaci gölgesi, yastik gibi gözüken pamuk bulutlardan bir parça, çitir bir
simit, dumani tüten bir fincan çay, buzlu bir raki balik yaninda, yagmur sonrasi
kokan toprak, ilk ask, ilk sevisme... Ohooo sayacak ne çok sey ve sevecek ne
güzel bir hayat var. Hem gençlesmiyor yaslaniyorsun, yüzün daha kirismadi, ama
yakin... Eee üzülecek seyler mi sIkInti zannettiklerin? Ölüm, o karanlik
ellerini gösterdiginde, üzüldügüne üzülecek olabilirsin. Hem bitmedi benim
çocuklugum daha... Yasamak istediklerim var...
Hala
bisikletten düsüp, dizlerim kanasin istiyorum, incirin tepesindeki olmuslari
ilk ben tatmaliyim, kitaba dalip firindaki kek yanmali mesela, soguk sütle ne
biçim oluyor unuttun mu? Sinemada, önünde oturan adamin ensesine kasindirma
tozu dökebilirsin, veya uzun saçli bir kadinin saçina, sakiz yapistirmaya ne
dersin? Posta kutularindaki mektuplarin yerini degistirmeye, sokaklarda “ah bir
atas ver, cigarami yakayim” diye türkü tutturmaya, gittigin bir cafedeki tuzlugun
kapagini açik birakmaya? Veya, küs oldugun birine telefon açip, “aslinda seni
seviyorum ve hatalarim için özür dilerim ve ben de seni affettim hadi barisalim”
demeye, sokaklarda yatanlara, ekmek arasi köfte yapip dagitmaya çikabilirsin...
Yeniden aska var misin? Avuçlarinin titremesine, yüzünün kizarmasina, saatlerce
süren hazirlanmalara, yataginin üstünün mini bir butik olmasina, bütün ayakkabilarini
bir kere de parlatmaya, “canim” demeye... utanarak öpüsmeye, midende
kelebeklerin uçustugu sevismelere, kucak kucaga film seyredip, scrable
oynamaya, yastik kavgasi yapmaya...
Kis
geliyor bak... Üstü bol tarçinli koca bir bardak boza, yaninda leblebi... Battaniyeye
sarilip çizgi film seyredebilirsin pazar sabahi. Montunu giyip ayazda
yürüyebilir, sicacik bir fincan saglep içip, gazete okuyabilirsin bir kir
kahvesinde... Saçlarini uzatmaya ne dersin? Hatta kendi rengine dönmeye.
Çalisip
yeni arkadaslar edinebilir... Fikralar anlatabilir... Sevdiklerinle hayaller
kurabilirsin. Sinderella kompleksli hikayeler... Lepra’daki cüzzamli hastalarin
dramini. Sokak çocuklari için çirpinmalarini... Cebinde köprü parasi olmadigi
günleri... Baris’ in dogumunu... evlenmelerini ve bosanmalarini... Kovalaniyormusçasina
aski arayisini, demli çaylarin yanindaki bol susamli ev simitlerinin tarifini
verisini, bir malzeme eksik söyle senin gibi yapamasinlar.
Fotograf
çekmeye baslasan mesela... Sararmis yapraklarin, çiplak ayakli çocuklarin,
denizin, pike açmis martilarin, tig ören bir ninenin ve nargile içen bir
dedenin, balikçilarin. Yapraklar kurutsan kitap aralarinda. Sonra renkli kagitlara
yapistirip, çerçeveletip yilbasi hediyesi versen dostlara... Geceyi yirtip,
günesi dogursan uyuyanlara, renklere renk, türkülere ses versen...
Uyanma
zamani! Evet, acilar var. Ama bunlar bitecek ve yenileri gelecek. Olmaz insallah
lakin olacak. Belki daha da zoru. Dikenler acitiyor biliyorum. Için kaniyor. Bu
yokusu tirmanacak derman da kalmadi. Unutma, insansin ve kadinsin. Hem de çok
güçlü bir kadin. Yürekli, korkusuz, inatçi, yilmak nedir bilmeyen. Seni
çekemeyenleri sevindirmek mi hedefin, yoksa Marmaris’de ev kurabiyeleri yapip,
tekne yikayip, bisikletle gezmek mi? Tamam, bazi feryatlar duyulmayabilir baskalari
tarafindan, kimseye de ihtiyacin yok ayrica. Kendi basina ayaga kalkip önce
durmaya ve sonra da adim atmaya baslamalisin. Attan düsüp, ata binmek gibi. Dön
arkani bir bak... Ne geçmezler geçtiler....
Eylül
2001