Nar Taneleri
Sükrü Hatun*
Ben her yil bu anma metnini gözlerim yasararak defalarca okurum ve Hakan Senyuva’nin güzel yüzünde hem onun öldürüldügü zamandaki acimizi hem de bu ülkenin en çok tahrip edilmis kusaginin sade ve vakarli öyküsünü yeniden yasarim. Hakan Senyuva, yakin zamanda yayinlanan en hüzünlü kitap olan “Nar Taneleri-Gayri resmi Portreler” ( Sezai Sarioglu, Iletisim Yayinlari) isimli kitapta öyküleri anlatilan bir kusaktandir. Sezai Sarioglu’nun büyük bir emekle hazirladigi kitapta, ülkenin cografyasina dagilmis 14 güzel insanin yasami anlatilir ama, geri planda bütün acilariyla 12 Eylül öncesi ve sonrasinin insani bilançosu vardir. Bu kitapta insan ya bir arkadasi ya da uzaktan taniyip sevdigi birisiyle karsilasabilir ve onlarla birlikte bütün yasamini yeniden gözden geçirme ihtiyaci duyar. “Daha ne olsun, yarayi derin almistik” diyen Oguz Artan, “kirmizi saçli, kirmizi parkali, kirmizi ayakkabili, kirmizi düslü kiz” olarak tarif edilen Hacer Yildirim, “Ince Memed’i okuyunca her seye hazirdim diyen” Selçuk Haznedar, Fatsa’yi bütün güzellikleri ile anlatan Leyla Gedik, “Her kente bir Saliha sart “ dedirten Saliha Yayla, 62 yasinda Felsefenin Baslangiç Ilkelerine baslamaya hazir Ahmet Fevzi Erdal, yasamini “Kas ile göz(Meis) arasinda yasiyoruz iste “ diye tarif eden Zeki Kirdemir, “Rodop gaydasi dinlerken kendim oluyorum” diyen Hasine Sen, “Arayan beni sularda arasin beni..” diyerek intihari seçen Ali Küçük, Sosyalizme inancini sürdüren Meryem Günes, Gavur Ali lakapli Ali Gürsoy, “Bir köseye bir parti açalim diyen” Yusuf Ziya Örün ve “Tanya’yi büyütünce geri dönecegini” söyleyen Hatice Onat bu kitabin kahramanlaridir. Kitap 80 sonrasi savrulan hayatlari anlattigi için Hakan Senyuva’nin öyküsü yoktur ama, onun dönem arkadasi bir baska siyasalli Cengiz Türedi “Okumak Için Okulu Biraktim” basligi ile anlatilmaktadir. Cengiz benim de arkadasimdir ve bazi sabahlar onunla duru bir bellekle geçmisten konusuruz. Kitapta anlatildigi gibi Cengiz “ 1982 yilinin Haziran ayinda neden bu ülkede Nietzsche çikmadi diye kendini kitaplara verir” ve bu sürecin sonunda kendi deyimiyle “çildirir”. Aslinda Nietzsche’nin adini anmasi bosuna degildir ve kendi basina geleni biraz da Nietzsche’nin basina gelenlerle kiyaslamaktadir. Kitap okundugunda görülecektir ki aradan geçen yipratici 20 yila ragmen Cengiz hala Dünyanin ve insanlarin sorunlarina berrak bir zihinle egilmektedir.
Bizim yasadigimiz
“dünyada” olmasalar da hem Cengiz hem de onun arkadasi Hakan Senyuva bu ülkenin
“ Nar Taneleridir”. Sezai Sarioglu’na bize geçmisi hüzünlü yanlariyla da
olsa, olanca insancilligi ile yeniden
düsünmemizi sagladigi için tesekkür etmemiz gerekiyor. Eminim ki birileri de
içinde Hakan Senyuva’nin da oldugu binlerce yitik insanin öyküsünü bir baska
“Nar Taneleri” kitabinda anlatacaktir ve o zaman görülecektir ki bu ülke, en degerli
evlatlarini yasamlarinin baharinda yurt ve insan sevgisinin yön verdigi bir
mücadelede kaybetmistir. Simdi kimse gündeme getirmese de yasanan krizde onlarin
yasamda olmamasinin da önemli bir payi vardir. Dileriz, Sezai Sarioglu’nun
kitabi bugünü düsünürken yitirdigimiz binlerce insanin anilarini dikkate almamizi
hatirlatir ve bu sayede belki gelecegi
daha kardesçe düsünmemiz mümkün olur.