Erkeklerin birbirine dokunmasi

Z.A.

 

Bir döneme ait cinsel ahlâk yargilari ve davranis biçimleri baska bir dönemi açiklamak için kullanilabilir mi?

 

Yer: New England'da bir sahil pansiyonu. Zaman: 19'uncu yüzyil ortalari. Bir gece öncesine kadar birbirini hiç tanimayan iki erkek safak isiginda ayni yataktalar. Bir tanesi uyaniyor ve yaninda uyuyanin kendisine "sevgi dolu ve sefkatli bir biçimde" sarilmis oldugunu görüyor. Sessizce ve uzun uzun kendisine sarilmis bu çiplak, dövmeli kolu inceliyor.

 

Bu Viktoryen bir gay romanstan alinma bir bölüm degil, Herman Melville'in "Moby Dick"inden. Romanin kahramani Ishmael'e yeni tanistigi "vahsi" denizci arkadasiyla tek yatakli bir oda verilir. Melville'in metindeki tonu, bu sahneyi güldürmek için yazdigini düsündürtebilir aslinda: Ishmael "bir erkege evlilige ait yakisIksiz bir biçimde sarilma"yi küçümser, dalga geçer. Fakat yazarlarin eserlerindeki erotik çagrisimlari kesfetmeyi seven çagdas edebiyat elestirmenleri böyle bir bölümü çok daha karmasIk biçimlerde yorumlarlar.

 

Melville'in bu küçük "erkeklerarasi baglilik" örnegi samimiyetsiz mi? Sinir bozacak kadar bastan savma mi? Yoksa bilinçli bir escinsellik betimlemesi mi? Nereden bilebiliriz? Bir döneme ait cinsel ahlâk yargilari ve davranis biçimleri baska bir dönemi açiklamak için kullanilabilir mi? Bu geçmise bugünün lensinden bakan herkesin sormasi gereken bir soru. New York'ta International Center of Photography / Uluslararasi Fotograf Merkezi'nde açilan ve 10 Haziran'a kadar devam edecek olan "Dear Friends: American Photographs of Men Together 1840-1918/ Sevgili Arkadaslar: Erkeklerin Beraber

Fotograflari" adli sergi de bu sorunun cevabini ariyor.

 

Sanat tarihçisi ve elestirmen David Deitcher tarafindan organize edilen ve 75 fotograftan olusan sergi, Harry N. Abrahms'in ayni adli kitabinin yayimlanisiyla ayni zamana denk getirildi. Sergi de kitap gibi, sosyal tarihle kisisel yansimalari birlestiren bir tür düsünsel deneme. Bu yönüyle hem geçmise hem de simdiye farkli bir bakis açisi getiriyor. David Deitcher bu 19'uncu yüzyil stüdyo fotograflariyla ilk karsilastiginda fotograflarin süslü cep boyutunda çerçevelere konulmus olmalari dikkatini çekmis. Bazi fotograflarda kisiler yanyana baston yutmus gibi oturuyorlar. Fakat çogu günümüzde bile "kiskirtici" ve "akla farkli seyler getirtici" bulunacak pozlar içeriyor. Elele tutusma, kolkola girme, sarilma, dizlere ve bacaklara yaslanmis eller ve kollar...

 

Escinsel olan David Deitcher eskiye ait bu erkeklerarasi duygusal yogunluklu fotograflarin kendi cinsel yönelimiyle paralel kodlar tasidigini düsünmüs önce. Fakat bu düsünce bazi tarihsel sorulari da beraberinde getiriyor. Fotograflarin tümü oldukça baskici olarak bilinen Viktoryen döneme ait. Ama gizlice çekilmis altkültür ürünleri degiller. Hepsi ticari stüdyolarda çekilmis ve üzerlerinde ailelere ya da arkadaslara yazılmis kibar, duygusal ya da komik notlar var. Fakat fotograflarin öykülerini çözmek oldukça zor. Ilk akla gelen soru, bu adamlarin kim oldugu bile, kolay yanitlanamiyor. O dönem her yil binlerce böyle fotograf çekilir, kimileri aile albümlerine konur, kimileri dagitilirdi. Fotograflarda kim olduklari tanimlanamayan bu insanlarin nasil bir iliski içinde olduklarini çözmek de çok zor, yelpaze çok genis. Onlar baba ve ogul, ögretmen ve ögrenci, kardes, okul arkadasi, asker arkadasi, kuzen, is arkadasi ya da sevgili olabilirler. Tek tek açik olmasalar da beraber bakildiklarinda bu fotograflar "kabul edilebilir erkek davranisi" konusundaki dönemsel degişimlere parmak basiyorlar. En rahat görünenleri arkadasligin romantik bir konsept oldugu iç savas öncesi döneme ait. Bu konseptin atesli savunucularindan sair Walt Witman'in kendisinin de dostu Peter Doyle'la böyle bir portresi var.

 

Farkli sosyal olaylar ABD'de erkek dostlugunu güçlendirdi. 1849'daki altina hücum binlerce erkegi ailelerinden uzak ve beraber olmaya zorladı. Iç savastaki yüksek kayip, askerler arasi duygusal baglari saglamlastirdi. Fakat yüzyilin sonuna dogru atmosferde bir degisIklik oldu. Bilim escinselligi psikososyal bir kategoriye sokup patolojik olarak tanimladı. Walt Whitman bütün kisisel yazismalarini yok etti. Sonra Freud geldi. Birdenbire cinsellik bütün iliskilerdeki temel motivasyon olarak görülmeye basladi. Kisilerarasi hiçbir iletisim tarzi masum degildi, vücut dili metaforlarla doluydu. Sergide daha geç döneme ait fotograflarda verilen pozlar daha bir zorlama ve rahatsiz. Erkekler kasilmislar, sanki artik Melville'in Ishmael'i gibi durumlarinin "yakisIksiz" bulunacaginin farkindalar.

 

Sonuçta bu fotograflarda erotizmin nasil bir rol oynadigi yapilan bütün arastirmalara ve tahminlere ragmen belirsiz kaliyor. Bu belirsizlik de onlari özgürlestirip birçok farkli "dogru" ihtimali öneriyor.

 

Örnegin onlara bakarak "aydinlanmamis" geçmis ve "özgürlesmis" bugün hakkindaki görüsler degistirilebilir. Ya da cinsiyet ve cinsel tercihler üzerinden kurulan politik konseptlerin "sefkatli dokunus ve davranis"lardan ayrilarak etiketlestigi günümüzde yeni özgürlükler için bir kapi açilabilir. Fotograflarin escinsel seyircileri onlarda kisisel duygu tarihlerinin geçmisteki yankilarini görmekte haklilar. Hemcinsinin bacagina yaslanmis ya da yumusakça onun yanagina dokunan bir erkegin fotografi, çekildigi zamandan ancak 150 yil kadar sonra, kendisini açikça ve güvenle ifade edebilen bir sevgi türünün dilsiz kaniti.

 

Ve sonuç olarak sergi, fotografin sosyal ve kültürel bir araç olarak belirsiz, güvenilmez ve anlasilmasi güç tesirine isaret ediyor. Bu fotograflar hiç açiga çikarilmasi istenmeyen yasamlar ve anlamlar gizliyorlar belki de. Fakat bütün fotograflar gibi, üç seyi ayni anda yapiyorlar: Gerçegi anlatmak, illüzyon yaratmak ve bir ayna tutmak.

 

Radikal Gazetesi Pazar Iki eki, 20 Mayis 2001, Sayfa: 9

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Anasayfa