Tarih diye
ögrendiklerimiz
Selçuk Erez
Kizim Esin'in ortaokul kitaplarindan birinde Timur Lenk (ve dogal olarak Yildirim Bayezid) ile ilgili su bilgiler yer almaktaydi: "Bir Türk hükümdari olan Timur, Maveraünnehir, Horasan ve Iran'da büyük bir imparatorluk kurmus, Osmanli Devleti'nin sinirlarina yaklasmisti. Kendisini çok büyük görüyor, Yildirim Bayezid'i küçümsüyordu. Bu sirada Irak hükumdari Ahmet Celayir ile Karakoyunlu Beyi Kara Yusuf, Timur'dan kaçarak Osmanli Devleti'ne siginmislardi. Timur, Bayezid'den bu beyleri istedi. Dedigini yapmazsa savasa hazir olmasini bildirdi. Onurlu ve bagimsiz bir hükümdar olan Bayezid'den böyle bir istegin yerine getirilmesi beklenemezdi. Yildirim Bayezid olumsuz karsilik verince Timur, Anadolu'ya girdi ve Sivas'i kusatti... Timur'un kimsenin kanini akitmayacagina söz vermesi üzerine kale komutani sehri teslim etti. Timur, Sivas'a girince, askerleri diri diri topraga gömdürdü. Böylece sanki sözünde durmus oldu. Bundan sonra Timur'un yanina kaçan Anadolu beyleri, onu Osmanlilara karsi kiskirttilar.. Bayezid de Timur'a bagli Erzincan ve Kemah'i aldi. Timur Kemah Kalesi'nin geri verilmesini, Bayezid'in sehzadelerinden birini yanina yollayip Timur'un egemenligini tanimasini, Celayir ile Kara Yusuf'un öldürülmesini, Anadolu beyliklerinin eski sahiplerine verilmesini istedi, Yildirim -komutanlarinin daha ölçülü davranmasi isteklerine ragmen- agir bir karsilik verdi."
Peki 1402'de gerçeklesen Ankara Savasi'nda ne olmus?
Kitaba göre, "Sol kanatta Timur'un gizlice elde ettigi (Osmanli ordusundaki ) Kara Tatarlar, hainlik ederek arkadan ok attilar, sag kanatta da daha önce Anadolu beylerine bagli timarli sipahiler de hainlik edip Timur'un tarafina geçince Osmanli ordusu bozuldu ama Bayezid yaninda kalan az bir kuvvetle sonuna kadar savasti; ancak atinin yuvarlanmasi yüzünden esir düstü."
"Milli Tarih" basligi altinda, baska devletlerin tarihlerini sadece tarihimizle ilgili olduklari kadar anlatmanin yetecegi düsüncesiyle yazdirilmis tarih kitaplari, ögrencilere gerçekleri ne kadar aktariyor? Onlara tarihi dogru yorumlamalari, bugün yararlanabilecekleri sonuçlara ulasabilmeleri için neler sagliyor?
Bunu irdelemek amaciyla, baska kaynaklara bakalim: Lord Kinrossun Ottoman Centuries (Marrow Quill, N.York, 1977) de Bayezid'in, Anadolu'da fetihlere giriserek, bu ara Karamanogullari'ni yendikten sonra Kayseri'yi ve Sivas'i alarak, sonra Firat Nehri'ne kadar ilerleyerek o siralarda Maveraünnehir'de üslenerek çok güçlü ordusuyla Çin'den Rus steplerine, Ganj Nehri'nden Iran'a kadar yayilan topraklari fethetmis olan Timur Lenk'in imparatorlugunun bati sinirlarina vardigi anlatilir.
Kinross, birçok kaynaktan aktardiklariyla, bize bu stratejinin yanlisligini algilatir: Bayezid böyle bir güç konusunda yeterince bilgi edinseydi, Timur'a hakaret içeren yazilar yollamaz, onunla çatismayi zorunlu kilacak fetihler yapmaz, sinirlarini doguya dogru genisletmezdi. Böyle bir strateji ile Timur'la çatismadan kaçinabilir, ya da ele geçirdigi Anadolu beyliklerinin, Osmanli'dan kaçip Timur'a siginan beyleri, o zaman Timur, Bati'ya yöneldiginde, Osmanlilar için Timur'un ordusunu örseleyen öncü kuvvetleri isini görmüs olurlardi. Osmanli hükümdari, Timur'u yeterince degerlendirecek bilgiye uzak kaldigi süre içinde, Avrupa'nin birçok ülkesi, yolladiklari temsilciler araciligiyla Timur'u yeterince taniyabilmislerdi. Mesela, Kastilya Krali III. Henri'nin temsilcisi olan Ganzalez de Clavijo, 1403'te ülkesinden yola çikmis, Semerkand'dan 1406'da dönmüstü; izlenimlerini aktaran yazmalar, halen Madrid Ulusal Kütüphanesi'ndedir.
Çocuklarimiza okutturdugumuz tarih kitaplarinda "bizden" saydigimiz Osmanli padisahini, "Bir Türk hükümdari" oldugunu söyledigimiz halde "bizden" sayamadigimiz Timur'a karsi, "Onurlu ve bagimsiz bir hükümdar olan Bayezid'den böyle bir istegin yerine getirilmesi beklenemezdi" diye savunuyor, sonra Ankara Savasi'ndaki maglubiyetini, onun bilgi eksikligi ve strateji hatalari yerine "Tatarlarin ve Anadolu beyliklerinden gelen askerlerin ihaneti" ile açikliyoruz.
Biz bunlari aktardigimiz çocuklarimizdan ne ögrenmelerini bekliyoruz? Ecdadimiz kabul ettiklerimizin asla yenilmez olduklarini, yenilseler bile hiyanetler ve aksilikler sonucu yenildiklerini mi? Acaba, bugün futbol takimlarimiz maç kaybedince ortaligi yikip yakan gençlerimiz, böyle kosullandirmalar sonunda, Türk'ün -yeterince iyi hazirlanmasa bile- yenilmez oldugunu, yenilse, bunun ancak hakemin ya da baska bir unsurun hiyaneti ve haksizligi sonucu gerçeklestigini düsünmezler mi? Ayni siralardan yetismis olan Basbakanimiz, böyle sanrilar sonunda, ekonomik basarisizliklarin asla hükümet hatalarindan degil, Uzakdogu'daki ekonomik sarsintilardan, enflasyondan çikar saglayanlarin yaptiklarindan ya da IMF'nin yanlislarindan kaynaklandigini savunmaz mi?
Okullarda bize okutulan tarih kitaplarinin hangi sayfasini alici gözle irdeleseniz bunlara benzer sonuçlara ulasirsiniz.
Cumhuriyet Gazetesi Pazar Dergi eki, 08 Nisan 2001, Sayfa: 13
Anasayfa>7P>