COMANDANTE
KONUSUYOR
Türkçesi: Nermin Bayçin
Komutan yardimcisi Marcos ve 23 gerilla liderinin, 24
Subat'ta baslayan ve 12 eyaleti asarak gerçeklestirdikleri "Zapatur
2001" adindaki büyük yürüyüs, 20 bine yakin destekçinin çilgin tezahüratlari
arasinda, 11 Mart tarihinde baskent Mexico City'deki Zacola Meydani'nda sona
erdi. Ancak yürüyüsçüler ve destekçilerin istegi gerçeklesmedi. Kongre San
Andreas Belgesi'ni onaylamadi. Geçen cuma günü Mexico City'yi terk eden
Zapatistalarin komutan yardimcisi Marcos, "Siyasi sinifin hosgörülü
olmadigi açik. Eski kafali siyasetçiler sömürge dönemindeki irkçi, küstah ve
otoriter tavirlarini sürdüreceklerini düsünüyorlar" dedi. Zapatistalara
verilen kitlesel destegin siyasi ve sosyal görünümü degistirdigini söyleyen
Marcos söyle konustu: "Bu hareket simdi basladi ve hiç kimse onu
durduramaz."
Adini ilk kez 1994 yilinda Kuzey Amerika Serbest Ticaret
(NAFTA) Anlasmasi'nin yürürlüge girmesinin hemen ardindan bir baskaldiri
çagrisiyla duyuran Zapatista Ulusal Kurtulus Ordusu'nun (EZLN), temel ilke ve
istemleri çok açikti: Meksika'nin Chiapas eyaletinin nüfusunun yüzde 30'undan
fazlasini olusturan yerliler için daha fazla toprak ve bölgede politik,
ekonomik ve kültürel özerklige sahip bir federasyon.. Geleneklere ve kültüre
saygi, açlik derecesinde yoksullasmis yerlilere onurlu ve özgür bir yasam
hakki, egitim olanaklari, saglik güvencesi, dogal zenginliklerin yagmalanmasina
son verilmesi, siyasi mahkümlara özgürlük istiyorlardi. 7 yil önce, Chiapas'taki
yerlilerle birlikte ayaklanan EZLN ve hükümet ordusu arasindaki savas 12 gün
sürdü. 150 kisinin ölümüne neden olan çatismalardan sonra EZLN'nin istemlerini
kabul eder görünen hükümet vaatlerini yerine getirmedi.
Bu ilk ayaklanma ile, 1996 yilinda dönemin Içisleri Bakani
Esteban Moctazuma ile halkin artik büyük destegini almis bulunan ve tartismasiz
kendilerinden biri kabul ettikleri, yari Ispanyol yari yerli kani tasiyan melez
Marcos arasinda imzalanan San Andreas belgesinin kabul edilmesi arasinda, ayaklanmalar
ve isgaller sürdü. Meksika'da iktidarin ve ordunun politik ve silahli baskilari
hiç eksik olmadi. 1997 Hazirani gelip de anlasma bir türlü yürürlüge
girmeyince, Marcos baris görüsmelerini kesti. Bu tarih sonrasinda, devlet
destekli sagci paramiliter gruplarin saldirilari artti ve 1997 yili sonlarinda
agirlikla kadin ve çocuklardan olusan 45 kisinin öldürüldügü Acteal katliami
yasandi.
2000 Temmuz'unda yönetimi devralan Muhafazakar Ulusal Hareket
Partisi'nden Vincente Fox'un, Chiapas eyaletindeki 10 milyon yerliye siyasal ve
külturel haklar verilmesini öngören San Andreas Anlasmasi'nin uygulanmasini
talep eden bir yasa tasarisi Kongre'ye yollandi. Marcos'un baris görüsmelerini
yeniden baslatmasi ve 'Zapatur 2001' adli yürüyüs bu gelismenin ürünüydü. Zapatistalari
karsilayanlar arasinda bütün zamanlarin Zapatista komutani Emiliano Zapata'nin
kizi Ana Maria Zapata da vardi.
Komutan yardimcisi Marcos'un büyük yürüyüsü sonrasinda
vardigi Zacola Meydani'nda, onbinlerce kisiye yaptigi konusma söyleydi:
Meksika Kenti...
Geldik.
Iste burdayiz.
Biz, Ulusal Yerli Kongresi ve Zapatistalar, hep birlikte sizi
selamliyoruz.
Hükümet basindan beri arkamizda oldugu için su anda burada
bulunmamiz bir raslanti degil. Bazen silahli helikopterlerle, bazen
paramiliterlerle, bazen bombardiman uçaklariyla, bazen tanklarla, bazen
askerlerle, bazen polislerle, bazen vicdanlari satin alma ya da satma ve bazen
de haklarimizdan vazgeçme teklifleriyle, bazen yalanlarla, bazen yüksek sesle
yapilan deklarasyonlarla, bazen unutkanliklarla, bazen beklenti dolu ve bazen
de bugünkü gibi büyük iktidarsiz sessizliklerle.
Hükümet bu nedenle bizi hiç görmüyor, bu nedenle bizi hiç
duymuyor.
Eger biraz acele etselerdi belki bize ulasabilirlerdi.
O zaman bizi görebilir ve duyabilirlerdi.
Zulüm gören ama kedere kapilmayan insanin genis ve güçlü
ufkunu kesfedebilirlerdi.
Erkek kardeslerim, kiz kardeslerim
Yerli, isçi, çiftci, ögretmen, ögrenci, ev kadini,
soför, balikçi, memur, emekçi, isportaci, sokak çetesi, issiz, gazeteci,
dindar, homoseksüel, lezbiyen, transseksüel, sanatçi, militan, entelektüel,
eylemci, denizci, asker, atlet, meclis üyesi, bürokrat, erkek, kadin, çocuk,
genç, yasli.
Ulusal Yerli Kongresi'nin erkek ve kiz kardesi,
Meksika'nin yerli halklari...
Biz burada olmamaliydik.
Bunu duyduktan sonra, benim arkamda olanlar eminim ki beni
ilk kez kizginlikla alkislamak isteyecekler. Bu nedenle tekrar ediyorum:
Biz burada olmamaliydik.
Burada olmasi gerekenler, yerli Zapatista komünleri, onlarin
7 yillik mücadele ve direnisleri, sesleri ve yüzleridir.
Zapatistalar, erkekler, kadinlar, çocuklar ve yaslilar,
Zapatista Ulusal Özgürlük Ordusu'nun dayandigi temeller, yürümemizi saglayan
ayaklar. Konusmamizi saglayan ses, bizi görünür kilan yüz, bizi yönlendiren
akil.
Burada olmasi gerekenler, baskaldiranlar, onlarin inatçi
gölgeleri, sessiz dirençleri, canlanan anilaridir.
Baskaldiranlar, EZLN'nin siradan neferleri olan kadin ve
erkekler, halklarimizin yüreginin bekçisi olanlar...
Sizi görmeyi, sizi duymayi ve sizinle konusmayi hak edenler
onlardir.
Biz burada olmamaliydik.
Ama buradayiz.
Ve biz Meksika'nin her tarafindan yerli halklariyla
buradayiz.
Yerli halklar, ilk basta gelen halklarimiz, ilk basta
konusmasi, ilk basta duyulmasi gerekenlerimiz.
En basta olmalari gerekirken en sonda görülenler ve
ezilenler...
Yerli kardeslerim,
Tenek. Biz çok uzaktan geliyoruz. Tlahuica. Zamani yürüyoruz.
Tlapanecco. Topragi yürüyoruz. Tojolobal. Biz ok ve yayiz. Totonaco. Yürüyen
rüzgariz. Triqui. Biz yürek ve kaniz. Tzeltal. Savasçi ve koruyucuyuz. Tzotzil.
Dostça kucaklasmayiz. Wixaritari. Yenildigimizi düsünüyorlar. Yaqui. Duyarsiz.
Zapoteco. Susturulmus. Zoque. Biz, ellerimizde çok uzun bir zamani tasiyoruz.
Maya. Biz buraya kendimizi adlandirmaya geldik. Kumiai. "Biziz"
demeye geldik. Mayo. Görülmek için geldik. Mazahua. Görüldügümüzü görmeye
geldik. Mazateco. Burada yürüyüsümüzle adimiz kondu. Mixe. Biz büyüz.
Çitler arasinda büyüyen. Sarki söyleyen. Eski sözü önemseyen.
Konusan. Misira ait olan.. Daglarda yasayan. Toprakta yürüyen. Bir düsünceyi
paylasan. Gerçek biz.. Gerçek insan. Ata. Bir dokunun parçasi. Tarihe saygi
duyan. Alcakgönüllü giyinen. Çiceklerden konusan. Yagmur olan. Verecek bilgisi
olan. Oklarla avlanan. Nehir olan. Çöl olan. Deniz olan. Farkli. Kisi olan.
Daha hizli yürüyen. Halk olan. Dag olan. Renkleri olan. Gerçegi söyleyen. Üç
yüregi olan. Baba ve agabey olan. Gece yürüyen. Çalisan. Insan olan insan.
Bulutlarin üstünde yürüyen. Sözcükleri olan. Kan ve düsünceleri paylasan.
Günesin çocugu. Farkli bir yola giden. Siste yürüyen. Gizemli olan. Dili
çalisan. Dagda yöneten. Kardes olan.
Amuzgo. Tüm bunlar adimizi söylüyor. Cora. Ve daha fazlasini
söylüyor. Cuicateco. Ama zorlukla duyuluyor. Chinateco. Isimlerimizde sancak
olan bir baska isim. Chocholteco. Biz olanlarla birlikte olmak için buradayiz.
Chol. Görüldügümüz ve oldugumuz bir aynayiz.. Chontal. Biz topragin rengiyiz.
Guarijio. Bundan böyle derimizden utanmayacagiz. Huasteco. Dil. Huave. Giysi.
Kikapu. Dans. Kukapa. Sarki. Mame. Yükseklik. Matlatzinca. Tarih. Mixteco.
Bundan sonra artik hiç utanç yok. Nahuatl. Burada, bundan böyle, toprak
renginde olmanin gururu. Nahnu. Burada, bundan böyle, toprak renginde,
oldugumuz renkte görülmenin onuru. O'Odham. Bizi doguran ses. Tame. Bundan sonra
artik sessizlik yok. Popoluca. Bundan sonra haykiris. Purepecha. Burasi gizli
yer. Raramuri. Burasi karanligin aydinlandigi yer. Burasi zamanin ve duygunun
yeri.
Yerli kardeslerim
Yerli olmayan kardeslerim
Biz bir aynayiz. Burada, görmek ve görülmek için, bizi
görmeniz, kendinizi görmeniz ve ötekinin kendisini bizim görüntümüzde görmesi
için biz buradayiz. Buradayiz ve biz bir aynayiz. Gerçek degil, yalnizca bir
yansima. IsIk degil, yalnizca yansiyan IsIk. Yol degil, yalnizca birkaç adim.
Rehber degil, bizi sabaha çikaracak sayisiz yollardan biri.
Meksika kentinin kardesleri
Biz "biziz" dedigimizde, ayni zamanda "biz
degiliz" ve "biz olmayacagiz" demek istiyoruz. Yukaridakiler
paradir ve onun için konusanlar bu sözleri dikkate alip dinlemeli ve ne olduguna
dikkatlice bakmalilar ki, baktiklarinin neyi istemedigini görsünler. Iste bunun
için.
Amacimiz iktidar ya da iktidar sahibi olmak degil. Bir yol ve
bir söz dayatmak degil. Asla böyle olmayacagiz.
Biz, onurumuz ya da digerlerinin onuruna fiyat biçenlerden
degiliz. Mücadeleyi, projeleri degil de müsterileri tartisan tüccarlarin
olusturdugu politikalar pazarina degisenlerden degiliz. Böyle olmayacagiz.
Biz, var olusu, iddialari ve talepleriyle asagilayip özür
dilemeyenlerden, yardim eder gibi görünüp gerçekte satin alanlardan özür ve
ayricalik bekleyemiyoruz. Biz bu degiliz.
Biz, yalnizca asagidan gelebilecek olan adaletin, yalnizca
birlikte kazanilabilen özgürlügün, her zaman ve her asamada mücadelesi verilen
demokrasinin yukaridan gelmesini aptalca umut edenlerden degiliz. Biz böyle
olmayacagiz.
Biz, bittiginde, arada bir nostalji ile bakmak üzere ülkenin
yanlislar takvimine kaldirilacak gelip geçici bir moda degiliz. Böyle
olmayacagiz.
Biz, yeni birtakim sözcükler ardina kendini gizleyen kaypak
bir hesap degiliz, biz sonsuz savas özlemindeki sahte bir baris degiliz, biz, önce
"üç", sonra "iki", sonra "dört" ya da
"hepsi", ya da "hiçbiri" diyenlerden degiliz. Böyle
olmayacagiz.
"Iyimser" ve "sagduyulu" gibi davranip
her seyi geçistirmeye çalisan ve gittikçe gülünçlesen bir iktidarin "sabah
pismanligi" degiliz. Böyle olmayacagiz.
Biz, yürüyüsle artiyoruz ve artacagiz.
Yerli onurunun yürüyüsü. Topragin renginin yürüyüsü.
Meksika'nin altinda gizlenmis ve örselenmis sayisiz
Meksikaliyi ortaya çikaran yürüyüs.
Biz onlarin mikrofonu degiliz.
Bütün seslerin arasinda bir sesiz.
Bütün sesler arasinda tekrarlanan onurun yankisiyiz.
Kendi sesimizi onlara katiyoruz ve onlarin sesiyle çogaliyoruz.
Biz bir yanki olmaya devam edecegiz, biz bir ses olmaya devam
edecegiz.
Biz bir yansima ve çigligiz ve her zaman öyle olacagiz. Biz
bir yüze sahip olabilir de, olmayabiliriz de, silahli ya da silahsiz, biz
Zapatistalariz ve sonsuza dek böyle olacagiz.. Iktidardakiler doksan yildir
Zapata olarak adlandirdiklari asagidakilere sordular: "Hangi izinle
beyler?" Ve biz asagidakiler yanitladik ve yanitliyoruz: "Bizim
iznimizle." Ve kendi iznimizle tami tamamina doksan yil önce haykirdik ve
onlar bizi "asi" olarak adlandirdilar. Ve bugün tekrar ediyoruz: Biz
asiyiz ve asi olacagiz. Herkesle birlikte olmak istedigimiz için olacagiz.
Savassiz, bir yer ya da bir yol olarak. Çünkü topragin rengi böyle buyuruyor:
Mücadelenin birçok yolu ama yalnizca tek bir yönü var:
Topragi örten tüm renklerle birlikte bir renk olmak. Onlar, yukarida olanlar,
sarsintinin sonuna gelindigini söylüyorlar. Her seyin geçecegini, eskisi gibi
kalacagini söylüyorlar.
Onlar, bir gösteri seyretmek için ve hatta dinlemeden duymak
için burada oldugumuzu söylüyorlar. Bizim az oldugumuzu, bizim zayif oldugumuzu,
bir fotograftan, bir anekdottan, bir manzaradan, son kullanim tarihi yakin,
kolayca tüketilen bir üründen daha fazla bir sey olmadigimizi söylüyorlar.
Bizi yalniz birakacaginizi söylüyorlar. Geldigimiz topraklara
yalniz ve bos olarak geri dönecegimizi söylüyorlar.
Unutmanin bir hata oldugunu söylüyorlar. Sizin unutmanizi ve
hata yapmanizi umut ediyorlar.
Biliyorlar ama söylemek istemiyorlar. Hiçbir zaman unutulus
olmayacak ve topragin rengi yenilmeyecek.
Bunu söylemek istemiyorlar çünkü bunu söylemek her seyin
degisecegini kabul etmek demek. Ve kabul etmek de her seyin degistigini görmektir.
Ve her sey, bir hiç için degil, degiseni degistirdigi için degistirmistir..
Topragin renginin bu hareketi sizindir ve sizin oldugu için
bizimdir. Biz topragin tüm renkleri oldugumuz için "siz" ve
"biz" olmamasi, simdi onlarin korkusu budur.
Fox ve ona hizmet edenlerin bizi dinlemelerinin zamanidir.
Fox ve ona emir verenlerin bizi görmelerinin zamanidir.
Sözcüklerimiz yalnizca bir sey söylüyor. Biz sadece bir seyi
ariyoruz.
Yerlilerin haklari ve kültürünün anayasal olarak taninmasi.
Topragin rengine onurlu bir yer. Yalnizca paranin rengini tasiyan bu ülkenin,
bu ayiba bir son vermesinin zamanidir.
Bugün yerlilerin günü, toprak renginin günü, asagidaki
renklerin günü. Bizler paranin renginin aksine topragin rengini tasiyoruz.
Biz asiyiz. Çünkü toprak yokmusçasina, bizim rengimiz yokmusçasina
alip satanlara karsi toprak isyan eder.
Meksika kenti...
Biz buradayiz. Toprak renkli asiler olarak buradayiz ve
haykiriyoruz:
Demokrasi! Özgürlük! Adalet!
Meksika
Biz buraya size ne yapmaniz gerektigini söylemeye ya da size
belli bir yol göstermeye gelmedik. Sizden saygi ve alçakgönüllülükle yardim
istemeye geldik. Topragin rengini tasiyan bizler bu bayrak altinda onurlu bir
yer edinmeden günesin dogmasina izin vermeyin.
Cumhuriyet Gazetesi Pazar Dergi eki, 25 Mart 2001, Sayi: 783, Sayfa:
1-12-13
Öneri, katki ve elestiri
Yakamoz
Anasayfa