Gülmek ya da gülmemek...
"Iste iyi baslayan bir hafta!" diye tirmanmis
merdivenleri idam sehpasina çikarilan mahkum. Psikanalist Catherine Matelin'e
göre ölüm karsisinda bu nükte gücü, mizahin simgesi. "Mizah duygusuna
sahip olmak için, en kötü durumda bile gülebilmeyi bilmek gerekir" diyor.
Bunun sonucunda psisik durumumuzu koruyabiliriz. Mizahin kazandirdiklari pek çok:
Kolay itiraf edilemeyecek seyleri üstü örtülü olarak iletebilmemize olanak
veriyor, düsüncelerimizi kolaylikla aktarmamizi sagliyor, baskalarini
degerlendirmemize yariyor. Erkekler için mizah, en belli basli bastan çikarma
silahlarindan biri degil midir? Öyleyse bu asikar adaletsizlige hayiflanmaktan
baska yapacak sey yok: Mizah karsisinda, hepimiz esit degiliz, bazilarimizda
var bazilarimizda yok. Neden?
"Mizah yapabilmek için, dis dünyayi gözlemleyebilmek
yetisine sahip olmak gerekir, ayrica insanlarin gülünesi eylem ve jestlerini
sezebilmeliyiz" diyor Catherine Mathelin. "Hafif depresif bir
yapidaki insanlar özellikle yatkindir buna, çünkü bu ruh durumlari onlari
evrenin geri kalanindan uzak tutar. Gerçek kaynaklari, kendileridir -egolari,
bunalimlari. Ya da hastalik hastasi iseler, hastaliklari... Bu kaygili
durumlari kendilerine alay konusu olarak görünen disardaki dünyaya gülmek için
onlari akort eder."
KatI bir egitim yüzünden bazi bireyler gaddar bir "üstben"in
kurbanidirlar. Bu onlarda suçluluk ve kaygiya dogru güçlü egilimler dogurur.
"Psisik olarak ayakta kalabilmek için, içlerindeki seytani sahneye çikarirlar"
diyor psikanalizci Alain Marquet, "Woody Allen ya da Kafka türü mizah, ötekiyle
olan iliskilerin -askla ilgili, mesleki, evlilik içi, ailevi- çilginca bir
karmasa içinde oldugu bir evrenin trajikomik betimlemesidir."
Mizaha yatkin olanlarin son psikolojik ayricaligi,
saldirganliktir. Bilinçli benleri ile yikici, saldirgan dürtüleri arasindaki çatismayi
yasarlar. Mizah onlarin kibar baylar olmalarini saglar -biraz abartiyorum ama-
onlar içlerinde potansiyel katildirler. Dilenci iyi giyimli bir beye yaklasir:
"Üç gündür bir sey yemedim.". "Yanit: "Gerçekten mi? Ama
kendinizi zorlamalisiniz dostum!"
Asi cocuklar
Çocuk mizahini inceleyen psikiyatrlar, bunun yetiskinler
tarafindan konan kurallari pasif olarak kabul etmeyi reddetmekten dogdugunu
ileri sürüyorlar. Yasamin ilk aylarindan itibaren basliyor bu. Mama kasigini çarpip
devirerek -bunu çok komik bulurlar- küçük canavar ne yiyip ne yemeyecegi üzerinde
söz sahibi olmak istemektedir.
Bir yasina dogru annenin vazosunu kirdiktan sonra iç
paralayici bir "Ah!" sesiyle kibarca "Sana çok seyler söyluyorum"
der. Tabu, kötü, yasaklanmis oldugunu bildigi seyleri ya da sözcükleri sahiplenir
çocuk. Iste bu yüzden 2-3 yaslarina dogru "pipi, kaka, popo, pislik"
demek ona nese verir. Bu ilk "mizah" toplumun edep kurallarina uyum
saglamayi kolaylastirici bir etki yapar aslinda. Komiklik sessizdir ve agzini
burnunu egip bükmek, ya da kremali pastalar firlatmak yeterlidir, oysa mizah sözcüklere
bagli bir olaydir. Dile tamamen egemen olmadan uygulanmasi olanaksizdir. Bu yüzden
deyimin tam anlamiyla mizah 8-9 yasindan önce gelisemez. Bunun istisnasi 5-6
yaslarinda ciddi hastaliklar ya da engellerle karsilasan çocuklarda görülen
saskinlik uyandirici olgunlukta, ince mizah duygusudur. Çektikleri acilar bu
yeteneklerini kamçilar ve karsilik olarak da acilarini azaltir. Mizahçilar çocuklarindan
sözederken, büyük zorluklari -ailevi, egitimle ilgili, kültürel- asmak zorunda
kaldiklarini belirtirler genellikle.
Ulusal bir spor
Bireysel psikolojinin disinda, kolektif psikolojinin
varligini da hesaba katmak gerekir. Niçin, geleneksel olarak, Yahudiler bu
denli ince mizah sahibidirler? Binyillar boyu kiyima ugradiklari için, her seye
karsin gülmeyi basarabilecekleri bir numara mi bu? Yalnizca bu degil. Mizah
milyonlarca bireye kimliklerini koruyabilme olanagi veriyor, sakacilik,
onaylanmanin alameti farikasi oluyor. Ama her zaman, Yahudi gelenegi bunun egitici
degeri üzerinde de israr ediyor. Kutsal metinlerin okundugu derslere her sabah
bir fikrayla baslaniyor, çünkü mizahin ruhun anahtari olduguna inaniliyor.
"Rabbim, bizi tüm insanlar arasinda seçilmis kildin" diyor sabah
duasi "Ama bunun bize rastlamasi gerekli miydi!"
Ingilizler de Yahudiler gibi mizahi hayatla bag kurma yolu
olarak kullanirlar. Kisa ama etkili nükteler (wit) biçiminde uygulanan gerçek
bir spordur bu onlar için. Protestan etiginin zorunlu kildigi benligini
yanilgilardan koruma çabasi kati bir üstben yaratir. Wit, mizmiz bir ahlak
bilincinin buyurganligini baskalarina aktarmaya yarar. Sonuç: Dehsetli seyleri
sogukkanlilik ve esneklikle iletmeyi saglayan bir kara mizah... "Oniki
sene terapiden sonra terapistim beni gülmekten çatlatan bir sey söyledi
"No hablo ingles' (Ingilizce bilmiyorum)."
Avustralya mizahi özellikle irkçidir ve cinsellikle
ilgilidir.
"Çay saatinde yüksek tabakadan iki Avustralyali,
Birlesmis Milletler üzerine tartismaktadirlar. Dünyanin tüm uluslarini bir
araya getirmek harika bir düsünce dogrusu, der birinci... Öteki: Haklisin
azizim, diye yanitlar. Ama sence aralarina çok fazla yabanci almamislar
mi?"
Brezilyalilar Katolik ahlak kaygilariyla fazla açik saçikliga
kaçmazlar, aptalliklariyla eglendikleri Portekizlilerle ilgili fikralara
bayilirlar.
"Portekizlinin biri bir berberdeyken, birisi telasla
bagirir: Çabuk Manoel, Niteroy'daki evin yaniyor, karin da içerde kalmis.
Portekizli yari yariya tirasli olarak berberden firlar, Niteroy'a giden gemiye
biner ve birden aklina gelir ki adi Manoel degildir, karisi yoktur ve
Niteroy'da oturmamaktadir."
Alman mizahi oldukça agirdir, ama son zamanlarda degisime
ugramaktadir.
"Tüccarin biri kendisine borcunu ödemeyen müsterisine
küçük kizinin bir fotografini gönderir ve yanina not düser: Bana para buncagiz
için gerekli. Birkaç gün sonra postadan fistik bir sarisinin fotografi çikar.
Arkasinda su not vardir: Bana da bunun için."
Sizolar, paranoyaklar ve surekasi
Herkes depresif bir altyapiya, suçluluk egilimlerine ve
bunalimlar ile gizli saldirganlik deposuna sahip degildir. Kendilerine hiç soru
sormayan, kili kirk yarmayan insanlar da iyi mizahcidirlar. Yahudi ya da
Ingiliz olmak da gerekmez. Saygisizlik etmeden mizah olmaz. Baskaldiran bir
zeka ister mizah... IQ'su ne olursa olsun... Yaratici, siirsel, sözcüklerle
oynamaya izin veren, durumlari kaliplarin disinda bir acidan kavrayan bir zeka.
Ama derisinin altinda gerçekten çok kötü olmak da mizaha geçebilmeyi olanaksiz
kilar. Bu ruhsal durum, gülebilmek ve alay edebilmek için, seyleri yeterince
uzakta tutabilmeyi zorlastirir.
Reel dünyadan zevk alabilmek için çok fazla boguntulu olan
sizofrenler ve saplantili düsüncelerinden ayrilmak istemeyen paranoyaklardan çok
uzaktir mizah. Hemen hemen tümü paranoyak olan diktatörlerde de mizah kirintisi
görülmez. Tüm özgürlükleri -yenilik yapmak, yaratmak, baskaldirmak- disarda
birakan rejimler kurma manileri, hava almak için bir alan olarak muhaliflerinde
mizah yumurtasini çatlatir.
Mizah duygusunun kirilgan bir bene ihtiyaç duydugunu
biliyoruz. Varolussal kriz dönemlerinden geçerken mizaha tutunur böyle insanlar
ve bunu hiç de komik bulmazlar aslinda. Freud onlarin kendilerini de
sevmediklerini, alingan olduklarini söylemisti. Kendileri karar verip
kendilerine gülmeyi severler ama baskalarina bu konuda öncelik vermezler...
Psychologies Magazine'den çeviren:
EMRE ÇAGATAY
Cumhuriyet Gazetesi Pazar Dergi eki, 28 Ocak 2001, Sayi: 775, Sayfa: 2-3
Öneri, katki ve elestiri
Yakamoz
Anasayfa