Popüler kültürü tartismak

Ahmet Oktay

     

Veysel Batmaz, uzun yillardan sonra, 'profesör doktor' sanini da kazanmis olarak popüler kültür tartismalarina hayli medyatik bir dönüs yapmis bulunuyor. Bir akademisyenin reklam sektörünün bas agritici sorunlarindan

kendi uzmanlik alaninin mesleki sorunlarina dönmeyi arzulamasi, elbette ki sevindirici bir olgudur. Bu sevinilmesi gereken dönüste gönlümü karartan sey, Batmaz'in asti olarak gordugu anlasilan bazi akademisyenleri 'hizaya getirmek' isterken, benim adimi gereginden fazla vurgulamasi oldu.

 

Bir Profesor Doktor olarak Batmaz, ise 'popüler hatalari' düzelterek baslamak istedigini belirtiyor (Radikal Iki Pazar Eki, 17 Aralik 2000) ama ne tuhaftir ki, popüler ve medyadik amaçli bir saptirma yapiyor: Çünkü basindaki popüler kültür tartismalari, 2000 yili içinde bile Batmaz'in Radikal Iki'deki yazisiyla baslamis degildir. Batmaz, biraz gayret eder ve milat olarak kendisini almaktan vazgeçebilirse, büyük gazetelerin hemen hepsinde konuya surasindan burasindan deginildigini kolaylikla saptayabilir. Sorun, yazin / kültür dergilerinde de ayrintili biçimde tartisilmaya, irdelenmeye devam ediliyor.

 

Batmaz, düzeltme isine Bahçesehir Üniversitesi'nden Süheyla Kirca'nin 'popüler hatalarini' siralayarak basliyor: Birinci siradaki 'hata', Kirca'nin beni bir 'akademisyen' olarak anmasi. Benim akademisyen olmadigimi belirlemek için özel bir çaba gerekmiyor. Bunu, yazilarimi okuyan herkes gibi Kirca da bilir elbet. Ama bir cümle hatasini sorun haline getirmeyi tercih eden Batmaz, sisinerek sunlari yaziyor: "Ahmet Oktay bir akademisyen degildir. Popüler kültür üzerine yazdiklari, amatör bir ilgiden kaynaklanan edebiyatçilikla cilalanmis fikirlerin tezahürüdür. Özellikle popüler kültür çalismalarina yaptigi katki, hipotez düzeyinde önemlidir ve içinden bir yigin ampirik arastirmaya muhtaç olgu çikar, ama ne yazik ki bilimsel bir sInamadan hiçbiri geçmemistir."

 

Ataç sag olsaydi, Batmaz'in bu cümlesiyle sayfalar boyu eglenebilirdi. Benim "edebiyatçilikla cilalanmis fikirlerim", böylesine "tezyif" edilmelerine ragmen, nasil oluyor da "popüler kültür çalismalarina hipotez düzeyinde" ve "önemli katki" yapabiliyor? Türkiye'de kültür alaninda bir "bilimsel sInama mercii" oldugundan emin bulunan Batmaz'in her seyden önce yargisini temellendirmesi, neredeyse fetisist bir anlam yükledigi görgül (ampirik) arastirma sonuçlarini ve bilimsel kanitlarini siralamasi gerekmez miydi?

 

Veysel Batmaz, Bahçesehir Üniversitesi'nden Süheyla Kirca'nin karsi çikisina yol açan ilk yazisinda da hiçbir görgül ve bilimsel kanita, dahasi kuramsal bir çercevelemeye dayanmayan popüler kültür tartismasina girisinde su hasin yargilari siralamaktan çekinmiyor: "Henüz ampirik bir inceleme düzeyine erismemis ve dolayisiyla teorik çerçevesi olusturulmamis spekülatif düzeyde hüküm süren çalismalar. Çogunlukla denli densiz, bir yigin yabanciyi çevirerek ya da aktararak, popüler olan kültür üzerine bir tür(k) teori olusturduklarini zannederler."

 

Dogrusunu söylemek gerekir: Batmaz'in popüler kültürle akademisyen olarak ilgisi neredeyse 20 yili asmistir. Ama bu süre içinde benim bilebildigim en ciddiye alinabilir çalismasi, AITIA'nin dergisi Iletisim'in 1981 yilinda çikan ilk sayisindaki "Popüler Kültür Üzerine Degisik Kurumsal Yaklasimlar" adli, benim de Türkiye'de Popüler Kültür çalismamda yararlandigim tümüyle 'çevirme' ve 'aktarmaya' dayali bir makaledir. Popüler kültür alaninda böylesine iddiali ve yargilayici bir yazarin 20 yil içinde bir tek görgül yapit verememis olmasi, gerçekten hazindir. Batmaz'in, Mesut Yilmaz'in seçim kampanyasinin basarisizligiyla ilgili yorumu ve 'Televole' programlarinin 'reyting' getirdikleri için degil 'ucuza mal edildikleri' için tercih edildikleri yolundaki varsayimi görgül ve kuramsal olarak tartismayi hak eden öne sürmelerdir elbet. Gelgelelim, Batmaz, bu konuda da yeterli düsünceler öne süremiyor ve ikna edici bir kuramsal çerçeve olusturamiyor. $u hafifmesrep satirlar Batmaz'in: "Tabii bunu benim de ampirik olarak kanitlamam gerekiyor ama bir gazete yazisinin ciddiyetsizligi ve rehaveti ile simdilik

yapamayacagim. Belki, 'az sonra'". Bir bilim adamina, bir Profesör Doktora bir 'gazete yazisinin ciddiyetsizligi (?) ve rehaveti’ne düsmek yakisir mi? Bir Profesör Doktor, 'Ciddiyetsiz' (gayri ciddi) yazilar yazmayi hangi amaçlar dogrultusunda ve amaçlar için göze alabilir?

 

Veysel Batmaz, yazisinin sonunda popüler kültür konusunda düsünen ve yazanlara ek okumalar öneriyor. Ek okuma Batmaz'in kendisi için de geçerlidir elbet. Örnegin, Batmaz, hocasi Barlas Tolan'la birlikte yazdiklari ve su anda unutmus olabilecegi (üçüncü katilimci Galip Isen'dir) Ben ve Toplum adli kitaba bakabilir ve Tolan'in 'Giris'teki su uyarisi üzerinde, 15 yil sonra yeniden bir tefekküre dalma geregini duyabilir: "Görgül bulgularin genelleme özellikleri oldukça kisitli(dir). Sosyal psikoloji bugünkü haliyle agirlikli bir 'Amerikan bilimi' oldugundan, görgül arastirmalarin çogu Amerikan insaninin gündelik toplumsal sorunlarini ele almaktadir" (s.VIII, Teori Yayinlari, 1985). Hangi insandan ve kimin yanindan konusmakta oldugumuzu bilmekte yarar görmeliyiz.

 

Profesör Batmaz ögrencilerine Türkiye'de popüler kültür uzerine yayimlanmis çeviri ve telif yapitlarin tam listesini çikarmalarini bir arastirma ödevi olarak verebilir ve bu sayede kendi bilgisel donanimini kontrol etme olanagini da bulabilir. $unu görebilir bu sayede: Türkiye'de edebiyatçilar bile popülerlikle popüler kültürün, popüler kültürle kitle kültürünün ve medyatik kültürün ayri ayri seyler oldugunu en azindan Prof. Dr. Batmaz kadar bilebilecek düzeye gelmislerdir. "Ali tahsil", bazi özgül durumlarda cehalet için geçerli olabilir.

 

Batmaz, ise "tartismayi ben baslattim" türünden on kabüllerini bir yana

birakarak, popüler kültürün içerigini ortaya koyarak baslamalidir. Kurtulus ve özgürlesim düsüncesine oldugu kadar özgürlük mücadelesine de yer veren bir popüler kültür tartismasi için söyle bir sorusal taban olusturulabilir: Sinifli toplum içindeki popüler yasam deneyimi, her sinif bireyi için ayni biçimde mi olusuyor? Isci sinifinin ya da burjuvazinin farkli katmanlarina mensup bireylerin zevklerinin çogu zaman örtüsmesindeki / benzesmesindeki ideolojik öncelikler hangi sinifin tercihleri baglaminda biçimlenmektedir? "Bir reklam, bir star, bir sarki" saf ürünler midir? Bir reklam, bir star, bir sarki sadece kendilerinin göstergeleri midir? Che Guevara'nin siyasal / ideolojik imgesi ve gelecek perspektifli tahayyülü ile Evita müzikalinin Che'si arasindaki popüler kültür baglamli teslimiyetçi içerigi siyaset disi verilerle açiklamanin olanagi var midir?

 

Tartismaya katilan Göksel Aymaz (Radikal Iki, 3 Aralik ve 17 Aralik 2000), "popüler kültür teorisi komplo teorisi olarak kurulamaz. Kurulmaya çalisilirsa, toplumun gerçekliginden hareket etmeyen, varsayilmis kosullara göre yapilan soyut bir elestiri olarak kalir" derken haklidir elbet. Dahasi, popüler kültürün "özgurlesimin önündeki tek engel olmadigini" soylerken de haklidir. Ama popüler kültürün, kitle kültürü tarafindan özümlendigi sinifli bir toplumda engellerden biri olabilecegi de kabul edilmelidir. Gündelik yasamimizi kusatan, bizi gündelik yasam içinde bir ölçüde birey / kimlikler olarak da kuran / kurabilen popüler kültür, rizayi saglar ve ideoloji olarak icsellesirken sanildigi kadar masum mudur? Popüler kültür, egemen ekonomik, politik ve sinifsal kosullardan tümüyle bagimsiz olarak kendi kendine biçimlenebilir mi? Popüler kültürün içinde direnisçi ögeler bulundugu gibi sisteme uyumlandirici ögeler de bulunamaz mi? Finans kurumlari ile reklam kurumlarinin içiçe girdigi, kültürel / düsünsel alanlarin oldugu kadar eglence alanlarinin da pazar haline dönüstügü bir zamanda siyasal / ideolojik düzeyin kuramsal çözümlemelerde daha çok ciddiye alinmasi gerekmez mi?

 

Popüler kültür sorunu, gelecegimizi kurma açisindan büyük önem tasiyor. Bu yüzden, tartismalari kendi kurumsal düzeyine yakisacak biçimde sürdürmek gerekir diye düsünüyorum.

 

Radikal Gazetesi, Pazar Iki eki, 07 Ocak 2001, Sayfa: 4

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Anasayfa