"Sefkat"in
eli
Operasyonun
amaci nihai bir terbiye vermekti. Devlet yok edici gücünü karsisindakinde
fazlasiyla sinayinca, içler acisi tablo yasandi
Nergis
Perçinel
Duvarlar
yikildi, artik geçirgen; kötü bir saka olsa gerek. Kamuya ait binalarin nasil yapildigini
bilirsiniz iste, kagit gibidirler, ya demir ve harçtan çalinmistir ya da
mutlaka bir çatlagi gedigi vardir. Duvarlar fisildasan dahi ses geçirir, "cep
telefonlari"ni haydi haydi çeker-yalanlarin uzayan burunlari degil
kulaklari vardir, bilmez misiniz?-, ufacik bir yanginda nereye saklanacagini
bilemeyen laboratuvar fareleri gibi nicedir girilemeyen labirentlerinde,
dehlizlerinde sIkIsIp ölüverme tehlikesini de bir dip-not olarak düsmek gerek.
Duvarlari imha ettigimize göre en nihayetinde diledigimiz kadar tefekküre
dalabiliriz. Yikintilarin tam ortasinda kendimizden geçerek, hu$u içinde "panoramik"
görüntülere dala dala, bize bir zamanlar yasaklanmis seyirlerin en unutulmazini
gerçeklestirebiliriz simdi. Kafasi karisanlar, var olmakla yok olmak, kabullenme
ile karsi çikis arasinda gidip gelenler gezintimize dahil degil. Zira bu,
bayrama özel bir promosyondur. En civcivli operasyon paketimizdir. Sira o koca,
seffaf yariklardan birbirimize bayram sekerleri sunmaya geldi. Adet yerini
bulsun. Iki dirhem bir çekirdek, büyük küçük herkese mendil vermeyi
savsaklamayalim, lütfen. Bize bunlari yaptirtan ne de olsa "sefkat".
Bir dahaki is makinelerine, buldozerlere, panzerlere kadar simdilik tabula
rasa. Bizim toplum olarak bellek kaybimiz ölüm orucuna yatanlarinkinden daha
esaslidir. O halde temennimiz, bir parça rehavetten baskasi degil.
Hakikat, gerçekdisi
görünümlerinde bile yanilsamaya yer birakmiyor. Siddetin dili hep ayni.
Akildisiligin hemen bir adim uzaginda. Ölüm oruçlarinin müsebbibi simdi de hekimler.
Onlarin etikleri, yeminleri varsa devletin vatandasina karsi niye olmasin? Bütün
bu tartismalar "hayat öpücügü"nü kondurmada ipi devletten önce
gögüsleyemediler diye mi? Devlet, "hayat kurtarma"
isine soyunursa, rolleri çalarsa, "operasyon" yaparsa, olacagi
bu. Hekimlerimize de ancak etik tartismasi düser. Hele hele baslarinda, vitamin
haplarini tutuklularin saglikli olmalarina yoran, bu ülkede aylardir ölüm orucu
yasandigindan bihaber bir Saglik Bakani varsa... Simdi sözü dallandirip
budaklandirmadan tekrar soralim; bütün bu insaniligin altinda sizce örtük bir
gasp var mi yok mu? Hayatin gasbi! Yasam vaadi, bu kedi fare oyunu karsisinda
tabiatiyla saçmaliga dönüsür mü dönüsmez mi? Bayagilasmaz mi? Operasyonun amaci
nihai bir terbiye vermekti. Devlet yok edici gücünü karsisindakinde fazlasiyla
sinayinca, elindeki tahakküm kartini ortaya sürünce, içler acisi tablo yasandi.
Ölçülü, ilimli ve makul olmak da bir erdemdir lakin en hakikisinden Sysphos'un çabasi
kadar bir emek ister. "Bizi diri diri yaktilar" dedigi
için susturulmaya çalisan bir kadin tutuklu, "Cenaze Sahipleri Bekleme
Salonu" önünde saskinlik içinde toplasan tutuklu yakinlari, kendini
ambulansin önüne atan bir anne, arabayi bile bile kadinin üstüne süren ambulans
soförü, içerideki yakinlarindan haber almak için gece boyunca atesin önünde
ayakta dikilen kalabalik, kalabalik ettikleri gerekçesiyle polislerce
hirpalanan, kovulan, horlanan yine bir grup ana-baba, zombilere benzeyen
tutuklular, 3.- 4. derece yaniklar, iste tüm bunlarin yasanmamasi için de bir
devlet terbiyesi gerekiyor. Farkli bir üslup belki de. Adalet Bakani'nin, bir süre
önce mutabakat saglanana dek F tipi cezaevlerine geçisin süresiz ertelendiginin
açiklamasinin ardindan nakillerin hâlâ yapiliyor olmasi da isin baska bir
boyutu. Sayin Bakan beyanatinin hafizalardan silinecegini mi düsünüyordu acaba?
Tüm söylenenler, verilen sözler hadi unutuldu diyelim, F tipinin "yasal
altyapi" hazirliklarinin tamamlanmasi nakiller kadar hizla gerçeklesecek
mi peki? Dogruyla egrinin bazen birbirine karismasi muhtemeldir. Bu da hos görülebilir.
Ancak ikisi arasinda ayrim yapmakta zorlaniyorsak kendi bakis açimizi terk
etmenin ne gibi bir zarari olabilir?
Bayrami geçtik
önümüz yeni yil, ne diyelim, devletimizin "sefkatli" kollari
hepimizi sarip sarmalasin...
Radikal
Gazetesi Pazar Iki eki, 31 Aralik 2000, Sayfa: 5