Bin yilin
basinda
Tahir Abaci
"Çok
sayida yazar, koltuklarinda kitaplari, 'ünlü okur' Mehmet M.'ye kitap imzalamak
icin kuyruga girdiler"
Tam bir yil
önce, 1999 yilini bitirip 2000'e girerken, yüzyili ve binyili bitirdik diye ayaklanmistik;
gerçek su ki, biraz acele ettik. Bir yüzyili ve binyili devirip ötekine
baslamak sIk rastlanir bir durum degildi, o yüzden erken havaya girmemiz mazur
görülebilir. Ayrica, birdenbire üç sifirli, yuvarlak rakamli bir yil yasamak da
bizi gaza getirmisti. Gelgelelim, 0 (sifir) yili diye bir yil hiç olmadigina ve
yillar 1'den baslayarak sayildigina göre, bu satirlari okuyacaginiz 31
Aralik'ta bile hâlâ 20. Yüzyilin içinde olacagiz ve ancak yarin gerçek anlamda
yeni yüzyila ve yeni binyila baslayacagiz.
Yeni bir
yüzyil ve binyil... Insan ister istemez gelecege dönük hayaller içinde kaliyor.
Ancak, artik gelecegi tasarlamak da eskisine göre daha zor. "Havsala
meselesi" desem, o her devirde geçerliydi. Sözgelimi, daha 19.
yüzyilin ortalarinda, Ingiltere Parlamentosu "Insan vücudu saatte 20
kilometre hizdan fazlasina dayanamaz" gerekçesiyle
demiryollarinin yapimina karsi çikmisti. Günümüzde gelecegi tasarlamanin
zorlugu, degisimin kazandigi ivmeden kazaniyor. O yüzden artik içimizden
havsalamizi zorlamak dahi gelmiyor, olaylar ve olgular tasarimdan daha hizli
gelisiyor. Bizzat bilgisayar mühendisleri, bilgisayarlarin bugünkü düzeye
ulasabileceklerini on bes yil önce akillarindan dahi geçirmediklerini
söylemiyorlar mi?
Aslina
bakilirsa, gelecege dönük tahminler, gelecekten çok, tahminin yapildigi dönemi
anlatirlar; çünkü kendi dönemlerinin ölçüleri ve gerekleriyle sinirlidirlar.
Jules Verne'nin aya gönderdigi aracin içi, aya gitmis olan hakikisiyle hiç
benzesmiyor; hem mobilyasiyla, hem içinde yasanan iliskileriyle bir 19. yüzyil
aristokratinin evini andiriyor. Kullandigi enerji de o yüzyilin teknik bilgisi
düzeyiyle sinirli; okuyanlar animsar, ay araci buyuk bir topun namlusuna
yerlestirilerek uzaya firlatilir! Gelecek tasariminin daha entelektuel urunu
olan "ütopya"lar da, bir gelecek tasarimi sunmaktan çok, kendi
dönemlerinin iliskilerini elestirmek ve insanlari o iliskileri dönüstürmeye
kiskirtmak için yazilmis gibidirler.
Arthur C.
Clarke, 1963'de yayinlanan ve birkaç yil sonra "Gelecegin Çehresi"
adiyla dilimize çevrilen kitabinda, bilgisayarlarin bugünkü rolüne dair henüz
fazla bir öngörü gelistiremiyor, umudunu daha çok radyo ve uydu sistemlerindeki
gelismelere baglamis. Bilgisayarlar asil sonraki kitaplarinda öne çikmaya
basliyor. Ama andigim kitabinda yer alan ve henüz gerçeklesmemis bir öngörüsünü
çok tuttum. Dedigine göre, bir gün maddelerdeki atomlarin dizilisine etkide bulunabilecek
ve akla gelen her çesit nesneyi üretebilecek bir makine yapilacakmis. Bu
makinenin birincisi çok pahaliya mal olacakmis, ama ikincisi ve sonrakiler
bedavaya gelecekmis. Nedenini hemen anladiniz; çünkü ikinciyi ilk makine
yapacakmis. Gerisi artik çorap sökügü...
Fütursuz
fütüroloji
Asagida,
15-20 yil sonrasinin medyasinda (bu medya arasinda gazeteler olacak mi acaba?)
yer almasi muhtemel bazi haberler okuyacaksiniz. Benim
öngörülerim,
ne ütopik ne de keyfi çikarilacak yeni buluslarla ilgili, "persembenin
gelisi çarsambadan bellidir" ilkesinden yola çikan ve günlük hayatla
ilgili alçakgönüllü denemeler.
Yazarlar, ünlü
okura kitap imzalamak için kuyruga girdiler / Sayilari çok azalan okurlardan
Mehmet M.'nin imza gününe yazarlar büyük ilgi gösterdiler. Çok sayida yazar,
koltuklarinda kitaplari, Mehmet M.'ye kitap imzalamak için kuyruga girdiler.
Sekizinci
Bogaz Köprüsü bu yil ihale edilecek / Uygarlik ve Yerlestirme Bakani, Istanbul'daki
trafik sIkIsIkligina son vermek için zorunlu gördükleri sekizinci köprünün bu
yil ihale edilecegini açikladi. Bakan, köprüye karsi çikanlari elestirerek, "Solcular
diger yedi köprüye de karsi çikmislardi" dedi.
Yirmi yedi
sosyalist parti birleserek Birlesmis Sosyalist Partiler Partisi'ni kurdular /
Ancak, yirmi yedi sosyalist partinin birlesmeye karsi çikan bir kisim üyeleri,
partilerinden ayrilarak otuz alti yeni parti kurdular.
Eski
davalara bakan mahkemeye daktilo bilen eleman bulunamiyor / Mahkemeler
bilgisayar ortamina tasinalidan bu yana IssIzlasan, ancak sürüp giden eski
davalar nedeniyle faaliyetini sürdüren son mahkemeye daktilo makinesi
kullanmayi bilen eleman bulmakta zorluk çekiliyor. Mahkemenin bakmakta oldugu çok
sayida davanin bu yil da bitmeyecegi anlasildi.
Bir ask
faciasi / Sevgilisini kopyalatti, kopyayla iliskiler gelisince, orijinal olan,
hem sevgilisini hem kendi kopyasini silahla yaraladi. Hastaneye kaldirilan
sevgililerin durumu ciddiyetini koruyor.Z tipi cezaevi uygulamasina geçilecek /
Adalet Bakani Falanfesmekan, Y tipi cezaevlerinde igne ucu kadar delikler
bulundugunu, mahkûmlarin buralardan nefes aldiklarini, hatta gökyüzünü görebildiklerini
tespit ettiklerini, bu nedenle Z tipi cezaevlerine geçmenin zorunlu oldugunu,
bunun da devletin son sansi oldugunu belirtti. Yerin yedi kat altinda
yaptirilan Z tipi cezaevlerinin çok konforlu oldugunu da sözlerine ekledi.
Bin yilin
basinda fütürist takilayim dedim, ama bu fütürizm sisede durdugu gibi durmuyor,
buraya kadar yazdiktan sonra aklima baska bir ihtimal daha geldi. Ya yirmi yil
sonra biri çikip söyle yazarsa: Elime, yirmi yil önce çikmis bir gazete geçti.
Gazetenin Pazar ekinde bir yazar, gelecege dönük hayali haberler yazmis.
Muhayyile gücü hayli kisitli olan yazarin hemen hiçbir öngörüsü gerçeklesmis
degil. Sözgelimi, artik sehircilik egilimleri güçlü yönetici ve yurttaslarin
yasadigi Istanbul'da üçüncü bir Bogaz köprüsü dahi yapilmadigi halde, sekizinci
köprüden dem vuruyor. Kötümser biri oldugu anlasilan yazar, sosyalistlerin bugün
kitlesel bir partiyle iktidar alternatifi olduklarini bile görememis. Yazarin
diger hayalleri ise büsbütün desteksiz. Jules Verne gibi büyük bir yazari küçümseyen
yazarin, basini ondan çok daha fazla biçimde yasadigi günlere gömmüs oldugu
anlasiliyor.
Vazgeçtim, "bugün"le
idare edecegim.
Yine de nice
bin yillara...
Radikal
Gazetesi Pazar Iki eki 31 Aralik 2000, Sayfa: 3