Kirk katir mi, kirk satir mi?

Z.A.

     

Seçmenin biri bir barda otururken Al Gore'la George W. Bush içeri girerler. Bush seçmene sorar: "Sana bir milyon dolar versem beni öper misin?", "Bir milyon dolar mi?" der seçmen, "Tabii, neden olmasin?"Al Gore, "Peki beni yirmi dolara öper misin?" diye sorar. "Çildirmis olmalisin" der seçmen, "Seni neden yirmi dolara öpecekmisim, sen beni ne sandin?" "Ne oldugunu zaten biliyoruz aslanim" der Bush, "sadece fiyat konusunda pazarlik yapiyoruz."

 

ABD'nin iki baskan adayi, 17 Ekim'deki üçüncü tartismalarinda, Amerikan toplumunu son günlerde en çok ilgilendiren konulardan biri olan Ortadogu kriziyle ilgili ne yapmayi düsündükleri sorusunda iyice çuvallayarak adeta "yok birbirimizden farkimiz, ikimiz de kötü baskan adaylariyiz" mesaji verdiler seçmenlerine.

 

Bush'un cevabi yusyuvarlak ve belirsiz bir "bir stratejim var" iken, Gore

aynen söyle dedi: "Ben, Amerika Birlesik Devletleri'nin demokrasi, insan

haklari ve ozgurluk gibi degerleri butun dunyaya yaydigi ve bu sayede

dunyada barisin hakim oldugu bir gelecek goruyorum."!! Dam üstünde saksagan, vur beline kazmayi.. Tartismanin moderatörü uyuz Jim Lehrer de onlarin bu önemli soruyu böyle saçmasapan cevaplarla atlatmalarina izin verdi.

 

Sorulan sorularin cevabini vermek yerine beylik laflar etmeyi strateji haline getiren Gore ve Bush, bu üçüncü tartismayla geçen iki tartismadaki kötü performanslarini tekrarlayarak 7 Kasim'da sandik basina gidecek seçmenlerin içlerinde kalan son umut kirintisini da öldürdüler. Zaten iki adayin Amerika'nin çesitli meselelerine yaklasimlarina toplu bir bakis, insana "Al'la George'dan ne köy olur ne kasaba" dedirtiyor. Iste ünlü Amerikan dergisi Rolling Stone'a göre baslica meseleler ve Al'li Bush'lu çözümler:

 

Vergiler: Bush'un kremali pasta gibi görünen bir vergi plani var; yilda 35.000 dolar geliri olan dört kisilik bir aile devlete gelir vergisi vermeyecek ve üst vergi katsayisi da yüzde 39.6'dan yüzde 33'e düsecek. Günümüz Amerika'sinda yilda 35.000 dolar kazanan bir aile fakir bir ailedir; babanin McDonald's'ta paspasçi, annenin bir markette tezgahtâr oldugu bir aile mesela. Bu durumdaki bir aile, Bush'un bu planiyla kenara koyacagi topu topu 1500 dolarla içinde yasadigi treyler'e jakuzi yaptirir herhalde. Bush'un yüzde 33 baremine girebilmek için yillik gelirin 150.000 dolar olmasi gerekiyor. 150.000 dolar iyi para ama pek de Bill Gates gelir kategorisi sayilmaz. Bu durumda Amerikan toplumunun gelismesini ve ilerlemesini saglayan ve toplumun çogunlugunu olusturan orta sinif, gelirinin üçte birini devlete ödeyecek. Peki devlet onlarin islerinin üçte birini yapiyor mu? Çamasirlarinin üçte birini yikiyor mu?

 

Diger tarafta Gore, özellikle düsük gelirli kesime yönelik minik vergi kesimleri düsünüyor. Fakat bunlar o kadar komplike ve detayli projeler ki, onlari

anlayip onlardan yararlanabilmek için bayagi iyi bir egitim ve özellikle matematik bilgisi gerekiyor. Gore'un "fakir"lere yönelik vergi planina bir tek Microsoft'taki yöneticilerin kafasi basiyor, onlar da pek fakir sayilmazlar.

 

Iki adayin vergi plani da ABD ekonomisinin 2000 yilinda iyice semirmis olmasina dayaniyor. Bush ve Gore'un ekonomiye yaklasimlari "Hay Allah!

Nasil oldu da bu ulke bu kadar iyi duruma geldi? Cok iyi, hemen mahvedelim bari" seklinde özetlenebilir. Gore Amerikan ekonomisini mahvetmenin en iyi yolunun biraz iç borc ödeyip brüt milli geliri deli gibi harcamak olduguna inanirken, Bush bunun en iyi yolunun brüt milli geliri deli gibi harcayip vergileri biraz kismak oldugunu dusunuyor.

 

Saglik: Gore'un en ince detaylarina kadar düsünülmüs fakat korkunç pahaliya mal olacak bir sosyal saglik sigortasi plani var. Bush'un plani detaysiz ama ayni derecede pahali: Bush diyor ki, sosyal saglik sigortasina bagli olanlar reçeteli ilaçlarini da bedava alabilecekler! Pardon, burasi Rusya degil Amerika ve Bush bir muhafazakâr, nasil oldu bu?

 

Amerika'da sosyal saglik sigortasi yaslilar için olan bir hizmettir. Amerika'da 65 yasin üzerindeki insanlarin ortalama yillik gelirleri (emeklilik fonlari, vs.) 250.000 dolardir. Üstelik bu seçim kampanyalarinda "siz en müthis nesilsiniz"lerle uyutulan bu nesil, 1929 yilindaki depresyondan sonra is bulmak için 12 yil harcadi, sonra Ikinci Dünya Savasi'na katilmak için Almanya'nin dünyanin yarisini fethedip katletmesini bekledi, Kore'de kendi pisligine bulasti, 1950'leri elmali pasta pisirip kola içerek geçirdi, Vietnam fikrini icat etti ve Nixon'u baskan secti. Bush tabii ki saglik konusunda bir anda sosyalist kesilir, adam kimden oy toplayacagini çok iyi biliyor.

 

Gerçek olan su ki Sosyal Sigorta Fonu'nda bes kurus para yok ve hiçbir zaman da olmadi. Sosyal sigorta karti, üzerinde "devlet 65 yasina gelince bana biraz para verecegine söz verdi" yazan bir kagit parçasidir. (Amerikan hükümetinin verdigi sözler konusunda Kizilderelilere danisabilirsiniz). Al söz vermeye devam ediyor. George sosyal sigorta vergilerinin bir kismini özel yatirim hesaplarina dönüstürmeyi düsünüyor; tabii zenginler için özel yatirim hesaplari.

 

Al ve George'un ekonomiyi kötülestirmeye çalistiklarini söylemek yanlis olur. "Kötü"nün tanimi son Dünya Ticaret Örgütü toplantisini protesto edenlerden ya da yagmur ormanlarinda McDonald's zincirleri kurmaya çalisanlardan olmaniza göre degisir. Bush ve Gore serbest ticarete inaniyor ve sendikalari, çevrecileri, insan haklari örgütlerini karsilarina almis durumdalar.

 

Teknoloji: Iki aday da teknolojinin iyi bir sey oldugu konusunda hemfikirler ve yakinda bununla ilgili bir seyler ögrenmeye niyetliler. Ikisi de teknolojinin sadece iyi amaçlar için kullanilmasi gerektigini düsünüyorlar. Bush internette pornoya karsi. Gore ise Mart ayinda CNN'e verdigi bir demeçte interneti icat ettigini iddia etti! Sey, pardon Al, ama internet 1960'larda sen daha üniversitedeyken Savunma Bakanligi tarafindan yaratildi.

 

Onlari konusurken edindigimiz izlenimin aksine, Bush ve Gore tamamen salak degiller. Sadece vücut isisi yüksekliginde IQ'lara ve paranin satin alabilecegi en iyi egitime sahip Amerika'nin o küçük elit kesiminden geliyorlar. Tabii Yale ve Harvard sadece zenginlerin okullari degildir. Parasi olmayan ama kafasi çalisan insanlar da oralara gidebilir ama onlar interneti icat ettiklerini ya da ekonomiyi çok iyi bildiklerini iddia edecek kadar aptal degillerdir.

 

Al Gore'un web sitesi, tahminen metinleri sevgili esi Tipper tarafindan yazilmis muhtesem sloganlarla dolu: "Al Gore, Afrikali Amerikalilar için, Yahudiler için, Arap Amerikalilar icin, kadinlar icin, calisan aileler icin, kucuk isletmeler için, Yerli Amerikalilar için savasiyor!" Aman sakin oy potansiyeli tasimakla birlikte kapsama alani disinda unutulan etnik azinlik ve lobi grubu kalmasin!

 

Çevre: Bush'un web sitesi bu kadar savasçi degil, ama tabii Bush'un bazi

meseleler yüzünden sessiz olmasi lazim. Örnegin Texas'ta çevrecilikle ilgili üstün (!) basarisi. Sayesinde, Houston Los Angeles'i geçerek Amerika'nin en kirli havali sehri seçildi. Bush da Gore da etanol kullanimini savunuyorlar. Etanol tam da dünyanin ihtiyaci olan bir madde: Benzinden daha pahali ve bütün islemlerden geçirildikten sonra her türlü yakittan daha fazla kirlilik yaratiyor.

 

Kürtaj: Tüm muhafazakârlar gibi Bush da kürtaja karsi. Ancak sunu göremiyor ki cumhuriyetçi kadinlar da cumhuriyetçi adamlar yüzünden bazen istemeden hamile kalabiliyor ve bazi durumlarda kürtaj olabilmeyi istiyorlar. Al Gore bütün demokratlar gibi kürtaji savunuyor, ama o da çikip "15 yasinda fakir kizlarin bir gecelik iliskiler sonucu edindikleri bebekleri öldürmek iyi bir seydir" diye açik açik söyleyemiyor. Kürtaji destekleyen Al Gore ona bir dur demek ister gibi görünürken, kürtaja karsi olan Bush yüzünden yasadisi kürtajlar artarak devam edecek.

 

Silahlarin kontrolu konusuna gelince; Al Gore güya silah kontrolünü

savunuyor, fakat senatodayken silah sahiplerinin korunmasi yasasini onayladigini unutmayalim. Bush tabii ki silahlanmadan yana ve NRA (Milli Silah Örgütü) eger Bush seçilirse Oval ofisten çalismaya baslayacagini iddia ediyor. Bosversenize, Nixon Watergate kasetlerini yaptigindan beri

muhafazakârlarin Oval Ofisinde hiçbir is yapilmadi.

 

Escinsel Haklari: Iki aday da escinsellerin hayatlariyla bir tek askerlik bazinda ilgileniyorlar; Al Gore escinselleri askere alacak, Bush askerden atacak. Bunun disinda escinseller ikisinin de umurunda bile degil. Hiç bosuna evlilik ve miras meselelerinin gündeme gelmesini bile beklemesinler.

 

Ne kaldi? Egitim ve dis politika. Iki aday da Amerika'da egitim sisteminin nasil yerlerde süründügünden hiç haberleri yokmus gibi davraniyorlar. Dis

politikaya gelince; burada Bush daha sansli görünüyor, çünkü Al Gore /

Clinton ortakligindan dogan dis politikadan daha berbat bir sey icat etmek için bayagi ugrasmak gerek. Çin'e öpücük gönderirken Belgrad'daki

büyükelçiliklerini bombalamak, Rusya'yi bir yandan tekmeleyip bir yandan dünya kadar para vermek ve Amerikan askerlerini Birlesmis Milletler'in beceriksizligi yüzünden oturup sinek avlasinlar diye Kosova'ya Bosna'ya,

Haiti'ye göndermek; iste Al Gore Clinton ortakliginin icraatlari. Aslinda, düsününce, Bush'un babasi da Irak'ta benzer bir basari göstermisti. Saddam 10 yildir hâlâ iktidarda oldugu için baba Bush'a tesekkürler eder.

 

Görünen köy kilavuz istemez. Amerika'nin ilerici, aydin ve akli basinda kesimi 7 Kasim'da evlerinde oturacak ve kimseye oy moy vermeyecek.

 

Radikal Gazetesi Pazar Iki eki, 29 Ekim 2000, Sayfa: 4-5

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Anasayfa