Erkekligin
acimasiz diyalektigi
Yasar Kanbur
Geçtigimiz
günlerde gazetelerde yine erkeklerin fazla mesaiden müstarip oldugunu
yaziyordu. 2000 Dünya Kadin Yürüyüsü'ndeki kadinlari, HADEP'li kadinlari, Istiklal'de
tutuklu analarini dövmek, gözaltina almak, dagitmak ve hatta bir depremzedenin
ayagini kirmak gündelik bir angarya haline geldi onlar için. Bu kadinlar hiç mi
yorulmuyor, hiç mi korkmuyorlardi? Dünyayi degistirmek için diye yürüyen
kadinlarin bir gün ayaklarinin kirilacagini... Haydi bunlar dayak ve gözalti
arsizi oldular, hiç mi anlamiyorlardi kendilerini? Erkeklerin neler
çektigini... Erkekligin ne menem agir bir is oldugunu... Bir kere daha anlatmak
farz oldu. Iste bir erkegin acimasiz diyalektigi.
Erkeklik
agir istir çünkü her an ispata muhtaç bir gerçekliktir .
Çok katli
insanlik evrenin bir katinda yasamaya gönüllü yazilmaktir. Ve inanin, bu çileli
misyonerligin tahta hacini tasimak, bir Hint fakirinin yataginda yagli güres
tutmaktan daha kolay degildir. Erkekler;
Ateslidir.
En küçük bir kivilcimda bile nefsi uyanir. Ates olmayan yerden
duman
çikarir.
Disa
vurumcudur. Oldugunu degil olmasi gerektigini sandigi pozlari yansitan dIs bükey
bir aynadir. Sir'i süzgeç telinden yapilan bir ayna...
Kesifçidir.
Biyiklar terlemeden "milli" olarak sonsuz keyifli bir kapidan içeri
girmeye can atar. Disarda arkadaslarin igneli meraklarinin tahrikiyle geçilen
bu kapi, bir Roma prensinin tahta çikmak icin altindan geçtigi zafer taki kadar
vaat edicidir.
Yarismacidir.
En uzaga isemekle baslar her sey. Daha sonra ne için yaristigini bile
unutabilir.
Arastirmacidir.
Is arar, el degmemis kiz arar, kas, göz ve tespihle girilebilecek imaj arar,
ayaklarini yerden kesecek bir araba edinmenin yollarini arar, hayatla
cebellesmeden kiyisindan sivisacak bir yol arar. Hatta tabiri caizse aranir.
Hayati arayislar arasindaki aralardan ibarettir.
Gözüpektir.
Kendini askere ugurlayan kalabaligin yaninda korkudan benzinin attigini
cesaretle gizlemeye çalisir. Yine de asker ocaginda her zaman
mangasinin
bir adim önünde talip olur tehlikeye.
Gür
seslidir. Maçlarda en yüksek perdeden küfür etmeyenleri escinsel olmakla suçlar.
Hikâyecidir.
Birahanede anlatacak bir takim kari-kiz mevzulari her zaman bulunur dagarciginda,
yoksa uydurur. En iyi hikâyeciler için avci da denir.
Dayaniklidir.
Meyhanede en son küfelik olur. Bir 70'ligi bir dikiste, bir kuzuyu bir oturusta
götürebilir. Dogumevi kapisinda paket paket sigara tüketir de, dogan çocugunu
kucagina almadan meyhaneye dönebilir.
Ögreticidir.
Önce "kari"yi terbiye etmekle baslar yüksek tedrisata, çocuklari
bir bakista köseye pistirmayi becerir.
Ketumdur.
Patronundan yedigi firçayi "hayat arkadasi"na bile anlatamaz.
Kan kusar, kimseye dertlerinden bahis açmaz.
Hayvanseverdir.
Köpeklerin elle, kedilerin tekmeyle sevildigine inanir.
Agzi
temizdir. Dislerini firçalayamaz ama sürekli sokaklara tükürerek
dezenfekte
eder.
Demokrattir.
Dövecegi hortum renginin seçimini bile size birakabilir.
Katilimcidir.
Herhangi bir seye bakan kalabaliklara kolayca eklenebilir. Bozulan her alete
hayrina el atabilir.
Kara
sevdalidir. Ask ugruna dünyaya kafa tutmaktan çekinmez. Çok sevince sevgilisini
gözünü kirpmadan öldürebilir.
Performansi
yüksektir. Her gün iki-üç postayi kolaylikla çikarabilir de hâlâ istahi kalir.
Sefkatlidir.
Kötü erkeklerin elinden kurtardigi her kadini yataginda
korkularindan
kurtarmaya çalisir.
Dürüsttür.
Her ankette yüzde yüze yakin bir oranda her sabah dus aldigini itiraf edebilir.
Tutarlidir.
Yemek yapmayi ögrenmez, karisi annesine gidince aç kalabilir.
Kalenderdir.
Ayaginin kokusunu bile fark etmez. Ter kokusunu hiç dert
etmez.
Dakiktir.
Zamaninda hazir olmayan yemegin ve yüklü telefon faturalarinin hesabini sicagi
sicagina sorar.
Bellegi güçlüdür.
En az bir futbol takiminin seceresini ezbere bilir. Araba markalari ve güçleri
konusunda her platformda seminer verebilir.
Dikkatlidir.
Kuyruk sallayan kadini asla affetmez.
Gururludur.
Depresyona girmez, psikologa gitmez, makati elletmemek icin
prostat
kanserinden ölebilir.
Kendine
yeterlidir. Bilmediginden degil, sadece evde efendinin kim oldugunu hatirlatmak
için her sabah yerini sorar çoraplarinin.
Ciddidir.
Kahkaha atmaz, kancik gibi gülmez. En fazla biyik altindan güler. Soytarilik
erkek adama yakismaz.
Tutumludur.
Yeni bir manita durumu yoksa çiçege böcege verilen paraya acir. Parfüm
fiyatlari nedeniyle ozon deligiyle ilgilenir.
Kulagi
gelismistir. Iyi bir müzigi hemen ayirt ederek "nereden buluyorsunuz
bu fan fin fonlari" diye müdahale eder.
Duygusaldir.
Takimi bir maç kaybedince duydugu derin acisini döner biçagiyla ifade edebilir.
Konuskandir.
Bol bol askerde tokatladigi çavusunun, nasil sonra özür dileyip, "sen
de cok sIkI adammissin" dedigini ifsa edebilir.
Oyuncudur.
Her yerde ve sartta tespihle, anahtarlikla, apis arasiyla, cep
telefonuyla
oynar, bu yuzden sIk sIk cep telefonunu tuvalete düsürebilir.
Saygilidir.
Otoritelere her zaman boyun egmeyi, yerinde ve zamaninda ceket
iliklemeyi
bilir. Hatta kelege gelmeyelim diye gerekmeyen yerlerde bile ceket dügmelerini
birbirine yakin tutabilir.
Keyifçidir.
Bolca içki ve sigara icebilir ve "atin olumu arpadan olsun"
atasozunu
sIk sIk tekrarlamaktan derin bir haz duyar.
Teknolojik
yeniliklere açiktir. Yeni çikan arabalara hasta olur. Evdeki aletleri bozana
kadar kurcalar.
Yerini
bilir. Memurdan ve polisten Azrail gibi çekinir. Üst perdeden
konusmayi
bilen herkesin karsisinda ihtiyati elden birakmaz. "Belli ki arkasi
saglam biri"dir. Bar taburesi nutuk için yeteri kadar yüksektir.
Siyasetten, siyasetçiden hazzetmez.
Ilkelidir.
Raki muhabbetine meze olmayacak hiç bir mevzuya takilmaz.
Irtifasi yüksektir.
Kadinca ayrintilarla, ivir zivir meselelerle isi olmaz.
Akilci ve
kahramandir. Iki kisiyle ya bilardo oynar ya da Allahina meydan okur, kelle
sayisi üç olunca üç-bes-sekiz oynanmayacaksa, ikinci biradan
sonra
memleketi kurtarabilir, dört kisiyle okey takimi aranir, besinci masanin
kenarindan en yakin oyuncunun eline karisir, besten sonrasi tufandir. Tek
basina onun dokuzunda kaçarak kendini yeni kahramanliklara saklar.
Lüzumludur.
Hayvanseverlerden ve çevrecilerden fuzuli kisiler olarak söz eder.
Fanatik
degildir. Gay'lerden igrenir ama lezbiyenli fantezileri bayilir.
Kuvvetlidir.
Kodu mu oturtur.
Inançlidir.
Hiç bir disinin cazibesine dayanamayacagina bir Katolik kadar yürekten iman
eder.
Tatçidir. Iskembeyi
en kestirme yoldan nasil dolduracagini bilir.
Çok yönludur.
Her konuda bilgi ve hatta uzmanlik sahibidir. Bir yetki verilse üç günde
memleketin ekonomisini düze çikarabilir. Picasso'dan daha iyi resim yapabilir. Üç
tanesini sallandirip bütün basibozuklari dize getirebilir. Tesis olsa bayragini
olimpiyat kürsülerinde bile dalgalandirabilir.
Ulusalcidir.
Istiklâl Marsi'ni rüyasinda duysa hazirola geçer. Bayragina küfreden gavurlari
mabadindan biçaklar, kafa atar, uçan tekme sallar. Dis
kaynakli
krediler için evdeki yorgani satar ama tavsiyelere bir an bile tenezzül etmez.
Diplomattir.
Her ulustan kadinla anlasabilir, yakin iliskiler kurabilir, yatay düzlemlerde
ulusumuzun gücünü bütün dünyaya kabul ettirebilir.
Sabirlidir.
Kuyrukta bekler, emeklilik bekler, fark edilmeyi bekler.
Sans küpüdur.
At yarisi, loto, toto, milli piyango ve de borsada bu özelligini hayat boyu
test etmekten bir an bile çekinmez.
Çeviktir.
Bir aksam kalabaliginda bindigi otobüste 7 (yazi ile yedi) kadina degdirecek
kadar kivrak hareketlerle ilerleyebilir.
Zekidir. Iki
kere iki dörttür.
Kirilgandir.
Erkekligine laf edenin bütün kani aksa onarilmaz kalbindeki
zedelenme.
Velhasil, bu
hususlar o kadar çoktur ki, binbir gece masallarina bile sigmaz. Onun için
erkekligin kitabini yazmak her zaman edebiyat tarihinin
bir ütopyasi
olarak kalacaktir.
Tereddütsüz
söylüyorum: Erkeklik bütün çaglarin en agir isidir.
Radikal
Gazetesi Pazar Iki eki, 22 Ekim 2000, Sayfa: 7