Lotarya ve proletarya

Altay Ömer Erdogan

 

Sans bilimsel olarak nasil tanimlanabilir? Eger bir tanim yapabilecek kadar sansliysaniz, sansin bir rastlantilar kümesinin en olumlu elemani oldugunu söyleyebilirsiniz. Sansin tasidigi ve aktardigi olumluluk durumu, bireyi var olageldiginden ileriye götürmesi ya da içinde bulundugu güçlükten kurtarmasiyla es anlamli yeni bir deger yaratmasindan öte bir sey degil. Ve "sans"a asil önem veren ölçüt, rastlantisalligindaki orandir. Kimse yitirmek istemez, oysa gerçek yasam, kendi seçenekleri disinda yitirmis ve zaten yitirecek hiçbir seyi olmayan bireylerle dolu.Yitirmis ve yitirecek bir seyi olmayan bu bireyleri yasama, topluma ve düzene baglayacak bir seyin varligi ise, yasam, toplum ve düzen için alabildigine önemli; "umut".

 

Umut, alisilageldigi söylemle "yoksulun ekmegidir". Bireyler, belirsiz bir gelecekte olmasi arzu edilen iyi olaylarla beslenmek isterler ve özellikle insanlarin dogal ve olasi yollardan beklentilerinin tükendigi dönemlerde, umut habercileri ve tacirleri prim yapmaya baslar. Kaldi ki, gelir dagilimindan pay alista piramidin alt bölümüne düsen milyonlarin sans oyunlarinin vaat ettigi yasam biçimine oldukça uzak olmalarindan dolayidir ki, her türden sans oyunu, kendine yayilabilecek ve egemenligi genisletebilecek bir alan yaratmakta zorlanmaz.

 

Lotarya, yalnizca lotarya degildir. Yalnizca kosan atlar, çekilen toplar, bilinen maç skorlari ve rastlantinin siraladigi bir dizi rakamdan olusan bir dünya degil söz konusu olan. Bu dünyanin olusturdugu ekonomik, toplumsal ve hatta politik birçok neden-sonuç iliskisinin içinde "saklanan" ve "aklanan" aktörleri var. Bu aktörler oyunun sürdürülebilirligini sagladiklari oranda, bu lotarya pastasindan önemli paylar alirlar. Oyunun sürdürülebilmesi içinse, lotaryaya bir yoldan bulasmis herkesin memnun edilmesi zorunlu. Lotaryaya duyulan ilginin sürekli canli tutulmasi için her türlü kampanyanin, gündelik yasama açilan tüm kanallardan yiginlara ulastirilmasi gerekli. Önerilen sey, daha çok para, daha iyi bir yasam olur.

 

Lotaryaya bulasmis birey aslinda, farkinda olarak ya da olmayarak, önce daha iyi bir yasam için sinif atlama tutkusuyla, kendini yüksek siniflarin dünyasinin görüntüsüne ait bir noktaya yerlestirir; düslerini, gelecek tasarimlarini o noktadan hareketle biçimlendirir; arabalar, yazliklar, yeni yerler, yeni yasam biçimleri... Sonra içinde bulundugu sinifla ve o sinifin gerçek yasam mücadelesiyle baglarini koparir. Lotaryaya olan tutku, onu sinifin yasadigi kültür ortamindan alip kumarin, kolay yoldan ve emek harcamadan kazanmanin olusturdugu yapay ve ara bir kültürün avuçlarina atar. Artik kazanmak, rastlantiya kalmistir. Gün be gün gazeteler ve medya organlari, trilyonlari götüren yoksul ve halktan insanlarin öykülerini sütunlarina tasirken, istah daha da kabarir ve bu yoksul insanlardan ve halktan alip yüzde bilmem kaçini bunlara geri döndüren sermaye birikimi döngüsüne yeni yoksulari, yeni halktan insanlari katar.

 

Gündelik yasamin monoton, sIkIcI ve çalisma süreleri ve çalisma biçimleri dolayisiyla yorucu havasindan kurtulmak için, bir kaçis, bir ferahlama araci olmasi umudu ve insanlarin sansa duydugu geleneksel inancin birlesimiyle, son yillarda sans oyunlarina olan ilgi epeyce artti. Geçen yila oranla bu artisin telafuz edilmis durumu; yüzde 45. Gerçekten de insan iradesinin bireysel ve toplumsal durumu degistirmeye gücünün dogrusu umudunun kalmadiginin apaçik bir göstergesidir bu. Toplumsal kurtulus düsüncesinin zayifladigi ve zayiflatildigi dönemlerde, bireysel kurtulus için harcanan her çabanin, toplumsal iliskileri ve insani duyarliklari öldürdügünü göz önüne alirsak, herhangi bir refah göstergesiyle uyusmayan bu tablonun bize gösterdikleri hiç de iç açici olmasa gerek.

 

Bir tez çalisması için yaptigim, isçi sinifindan ve issizlerden olusan bireyleri kapsayan bir arastirmanin bulgulari oldukça ilginç; temel gereksinimlerini karsilamakta zorlanan bu bireylerin lotaryaya bütçelerinden ayirdiklari pay, egitim, kültür ve saglik için ayirdiklariyla at basi kosuyor, neredeyse. Lotarya tutkunu bu bireylerin, lüks mal ve hizmetlere düskünlügü de, lotaryadan uzak duran bireylerden daha belirgin durumda. Lotarya tutkunu bu bireylerin gündelik yasamlarini sürdürmek için gerçeklestirdikleri ekonomik etkinlikler ise, geçici ve düzensiz islerden ibaret. Toplumsal iliskileri ve toplum örgütlerine üyelikleri zedelenmis durumda. Yani lotarya, çalisma düzenini, aile bütçesini dolayisiyla aile yapisini parçaliyor, örgütlenme gereksinimini

unutturuyor. Ve daha da önemlisi aliskanlik yaratarak, vazgeçilmesini

olanaksizlastiriyor.

 

Sansinin masa basinda oynanandan daha az olmasina ragmen bu büyük kumarin kutsanmasi da, yasli-genç, kadin-erkek demeden milyonlari, devlet güdümünde büyük bir kumar masasinin birbirlerinin yüzlerini görmeyen

oyunculari durumuna getiriyor. Içlerinden birkaçi kazaniyor... Gerisi yitiriyor... Ama ya gerçek kazanan?..

 

Farkinda miyiz, ayricalikli bir yasam için, ait oldugumuz yasamdan kopup farklilasmak isterken, ganyan, sayisal loto, piyango bayileri önünde kuyruklar olusturan sürünün bir parçasi durumuna geliyoruz?

Radikal Gazetesi Pazar Iki eki, 15 Ekim 2000, Sayfa: 5

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Anasayfa