Deprem baslatti gerisi gelsin

 

Serdar M. Degirmencioglu

       

17 Agustos gecesi televizyonda deprem yildönümü programlarini içim kan aglayarak izlerken, bir yandan da depremin olumlu etkilerini düsünmeye

çalistim. Bu olumlu etkilerin de öne çikarilmasi hem bu etkilerin nasil

 dogdugunu anlamak, hem de sürmelerini saglamak açisindan yararli olacakti. Olumlu gelismelerden birisi, deprem sonrasi arama-kurtarma ve yardim

çalismalarina katilan yabancilarin hem bu çalismalari izleyen veya bu

çalismalara katilan depremzedelerde, gönüllü ve profesyonellerde, hem de bu çalismalari televizyonlarindan izleyen kisilerde biraktigi olumlu izlenim ve bu süreç sonucu olusan görüs degisIkligi.

     

Aklima hemen geçen yil Ankara'ya giderken TEM giselerinde arabama aldigim iki genç geliyor. Bu gençler Marmara Üniversitesi Beden Egitimi Bölümü ögrencisiydiler ve hemen her gün Adapazari'na gidip geliyorlardi. Depremzedeydiler. Depremi, deprem sonrasi yasananlari ve onlarin deneyimlerini ve benim katildigim yardim çalismalarini konustuk. Bir ara

yurtdisindan gelen yardimlar -özellikle Yunanistan'dan gelen yardimlar-

hakkinda ne düsündüklerini sordum. Yanimda oturan daha konuskan genç bu

soruya heyecanla yanit vermeye basladi. Meger deprem sonrasinda birkaç

gazete ve televizyon kanalinin baslattigi "onlar kan aglarken, diskolarda kiviranlar var!" kampanyasi ona da ulasmis ve ülkesinin insanlari arasinda kiviranlar varken yabancilarin yardim çalismalarina katilmalari onu çok

etkilemisti. Konusmaya basladiktan hemen sonra "ben yabancilar hakkinda hiç olumsuz bir sey düsünmezdim" dedi. Ama konusmayi sürdürdügünde

yabancilar hakkinda hiç de olumlu seyler düsünmedigi agir agir ortaya çikti. Beni özellikle etkileyen "Yunanlilar bile" ile baslayan cümleler oldu. Bu genç resmi tarihten nasibini almis ve bu tarihten edindigi, pek de farkinda olmadigi gayet açik düsmanligi degistirecek hiçbir olumlu deneyimi olmamisti, ta ki 17 Agustos depremi vurana dek.

 

Psikolojik arastirmalar anlamli ve sürekli etkilesim olanaklarinin, özellikle ortak bir amaca, hedefe yönelik olarak birlikte çalismanin, baska kisi ve gruplar hakkindaki olumsuz önyargilarin degismesinde oldukça etkili oldugunu gösterir. Adapazari yolunda bana deneyimlerini ve görüsünün nasil degistigini anlatan genç bu bulgunun ne kadar saglam oldugunu yeniden gösterdi bana. Bu görüs degisikliginin bu genç ile sinirli olmadigini deprem yardim çalismalarina katilan gönüllülerin söylediklerinden görebilecegimizi düsünüyorum.

 

Asagidaki alintilar Deprem Yardim Çalismalarinin Olumlu Etkileri 2 baslikli arastirmaya katilan kisilerin, bu çalismalarin kendilerini nasil etkiledigi ve 17 Agustos depreminin Türkiye'yi nasil etkiledigine iliskin iki soruya verdikleri yanitlardan degistirilmeden aktarildi. Bu alintilar bir yandan haklarinda önyargili düsünülen insan ve gruplar ile tanismanin, bir seyler paylasmanin, birlikte çalismanin ve daha önemlisi dayanismanin, öte yandan da haklarinda önyargili düsünülen insan ve gruplarin önyargili kisilerin yararina yaptiklari somut islerin önyargilarin degismesinde ne kadar etkili olabilecegini gösteriyor.

 

Yabancilar da bizden!

 

[Olumlu etkileri?]"Kendimi daha iyi tanidim. ... Yabancilarla beraber olmam onlari daha iyi tanimama neden oldu." (Anket 315)

 

"Yerli yabanci her türlü insanlarin dayanismasi. Sanirim tanik oldugum ve baska hiç bir yerde bulamayacagima inandigim bu dayanisma en unutulmaz olani idi." (Anket 217)

 

"Türkler'den çok yabancilarin (Israillilerin) yardimlari görülmeye degerdi. Hiç yorulmadan, usanmadan ve hiçbir sey beklemeden çalistilar." (Anket 591)

 

"Hisareyn çok tutucu bir çevre aslinda. Bir gün bir haci amca "Allah razi olsun su gavurlardan, onlar bizimkilerden daha Müslüman!" deyiverdi. Iyilik hala Islamiyet'ti kafasina göre ama Çekleri de kendisine din  kardesi görebilmesi ilginçti." (Anket 9)

 

"Fransizlara ve tabii bizim görmedigimiz ama orada olan herkese minnet duydum, hayranlik da. Sadece yardima geldikleri için... 'Türk'ün Türk'ten baska dostu yoktur' inanci kismen degisti." (Anket 30)

     

Yunan ama o da bizden!

 

"O kadar aciydi ki evimde televizyonla izlerken bile çok etkilendim.

Etkilendigim olay Yunan kurtarma görevlisinin enkaz altindan çocugu çikarttiktan sonra hüngür hüngür aglamasiydi." (Anket 139)

 

"Avrupa'ya olan bakisimizin degistigine inaniyorum. Zorda kalinca herkesin  birbirine yardim edebildigini gördük. Örnegin Türk-Yunan dostlugu." (Anket 315)

 

"Diger ülkelerle insani bazda yardimlasma, globalizasyon açisindan iyi bir dönüs dogurdu. Yunanli ya da Yahudiler öcü olmaktan çikti." (Anket 570)

 

Görüsler de degisti...

 

"Depremin kilometrelerce uzagindaki yabanci ülkelerdeki insanlarin hiçbir zorunluluklari yokken, tamamiyla beklentisiz ve gönülden yardim heveslerine tanik oldum. Türkiye'nin gözündeki Yunanistan büyük ölçüde degisti." (Anket 31)

 

"Yunanistan dostlugu, AB adayligindaki vetosunu kaldirmasi, ülke için son derece önemlidir. Ülkenin önü Avrupa yolunda daha açiktir." (Anket 121)

 

[Depremin Türkiye’ye etkisi?] "Çok iyi. Bu gerçekten çok komik ama öyle

iste. Bize acidilar da mi böyle oldu bilmiyorum. Yillardir biz kedi onlar köpek Yunanistan'la acayip dost olduk. Clinton geldi. AB'ye aday olduk." (Anket 218)

 

"... depremlerin sayesinde Türk-Yunan iliskileri oldukça iyiye dogru

      ilerledi." (Anket 14)

 

Peki gerisi gelecek mi?

 

Deprem sonrasi yasanan degisimlerin gerisinin gelip gelmeyecegi ve bu

degisimlerin Türkiye'ye somut olarak ne gibi kazanimlar getirecegi yalniz benim degil, arastirmama katilan kisilerin de sordugu bir soru. "Yunan"

önyargisinin degistigine yönelik elde baska göstergeler de var. Artik yerli ve yabanci pop müzik çalan radyolarda bol bol Yunanca müzik dinleyebilmek çok olumlu bir gösterge. Alisveris ettiginiz magazadaYunanca müzik dinleyebilmek de.

 

Ama asil önemli olan iki yakadan insanlarin bir araya gelmesi, birbirlerini ve daha önemlisi ortak noktalarini, ortak geleceklerini görebilmeleri. Geçtigimiz haftasonu bu açidan çok umut vericiydi. 20 Agustos Pazar günü üç gazetede Ege'nin iki yakasindan insanlarin bir araya geldigi etkinlikler hakkinda yazilar vardi. Ögrendim ki, iki sivil toplum örgütünün girisimiyle Türk ve Yunan gençleri baris için Istanbul'da bulusuyor (Cumhuriyet). Birkaç hafta önce benzer bir toplanti için Gölcük'lü gençler Yunanistan'a gitmisti. Ortak geçmisi konu alan bir bulusma, "Mübadeleden bu yana..." baslikli panel, haberi veren Stelyo Berberakis'in katilimiyla Ayvalik'ta gerçeklesmis (Yeni Binyil). Baska bir bulusma Ege'nin daglarinda, haberi veren Celal Baslangiç'in katilimiyla gerçeklesmis, Ida Dagi'nda baris rüzgarlari esmis (Radikal).

 

Elbette bu iki tarafli bir süreç. Ege'nin öte yakasinda da olumlu degisimlerin oldugunu da biliyoruz. 17 Agustos sonrasi Türk Psikologlar Dernegi'ne gelen ilk bassagligi ve destek mesajlari arasinda Yunanistan Psikologlar Dernegi'nden gelenler vardi. Eylül 1999'da Spetses'de yapilan Avrupa Gelisim Psikolojisi Kongresi'nde katilimcilardan depremzedeler için bagis toplanmasi, kapanis yemeginin Ege'nin bu yakadan sarkilarla açilmasi da çok olumlu göstergelerdi. Depremle gelen degisim, Yunanistan Arama-Kurtarma Dernegi (EMAK) üyesi Kiros Pontios'un sözlerinde çok açik olarak görülebiliyor: "Türkiye'de bir hafta kaldim. Türkler için Yunanistan'da, Yunanlilar için Türkiye'de söylenenler dogru degil. Bunu orada anladim." (Yorgo Kirbaki. Suyun öte yanindan. Radikal, 20 Agustos)

 

Bugün 22 Agustos. Bu konuda söylenecek daha çok sey var. Ben yalniz birine

dikkat çekecegim. Degisim rüzgarindan hiç nasibini almayacak, halklarin

yakinlasmasini istemeyecek, degisime ayak direyecekler de olacak. Örnekleri için uzaga gitmeye hiç gerek yok. Olumlu haberleri ve yaziları buldugum 20 Agustos gazetelerinden bile bir örnegi var ("Bu ne biçim dostluk", Metin Erksan, Cumhuriyet). Ama inaniyorum ki, Metin Erksan'in yansittigi, kimi büyük gazetelerde sürekli örnekleri görülen, resmi tarihle sürdürülen ve yayilan çagdisi sovenizm, Ege'nin iki yakasinin insanlari bir araya geldikçe, örgütlendikçe deprem sonrasi baslayan degisime yenik düsecek. Hemen degil, agir agir ama kesinlikle.

 

Yazinin son noktasinı koyarken, sunu düsünüyorum: Baslangici deprem yapti, gerisini biz getirelim.

 

-              Doç. Dr., Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü, serdard@bilgi.edu.tr Bu çalisma ODTÜ Psikoloji'den Sosyal Psikoloji Yüksek Lisans ögrencisi Metin Özdemir ile birlikte yürütülüyor.

 

Radikal Gazetesi, Radikal Iki eki, 27 Agustos 2000, Sayfa: 5

Not: Yazardan izin alinmistir.

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Anasayfa