BIR CUMHURBASKANI VAR

Nurhayat Turunç

 

Bir cumhurbaskani seçildi ülkemizde. Hiçbir seyi dogru dürüst beceremeyen  genelde isabetsiz kararlar alan TBMM bu kez milletin tam isabet dedigi bir cumhurbaskaninin seçilmesini saglayarak göz doldurdu. Sayin Cumhurbaskani’ nin ve esinin Türkiye standartlarinin çok disinda olusu ve gerek yasam biçimleri, gerekse  devlet anlayisini sergileme biçimleri halkin gözünden hiç kaçmadi ve büyük sempati topladilar. Zaman zaman ayda binlerce dolar maas alıp isleri sadece bir seyleri , birilerini karalamak olan  bazi köse yazarlari bununla üstü kapali alay etseler de sayin cumhurbaskanin saygideger esinin markette alisverisini yapmasi, köskün kahvalti masraflarina kadar takip ediyor olmasi, cumhurbaskaninin ,  ugurlama -karsilama  törenlerine bile bir disiplin ve yeni bir anlayis getirmesi ilk göze çarpan davranis biçimleriydi. Nasil Italyan Basbakanin ögretmen olan esi okuluna bisikletle gidip gelebiliyorsa  bizim cumhurbaskanimizin esi de marketten  aldirdigi kahvaltiliginin parasini  biz bunun için maas aliyoruz deyip kendisi ödeyebiliyor, köske fatura ettirmiyor özlenen davranis biçimini sergiliyordu...Popülist bir yaklasimla yapilmadigi  çok açik olan bu  davranislarla takdir toplamaya baslayan  cumhurbaskani  Dokuz Eylül Üniversitesi’nin rektörlük seçiminde yasanan komedi  sirasinda ve YÖK’ ün antidemokratik uygulamasina gösterdigi  kararlilik,  bilimsel çevreleri de epeyce memnun etmis ve onlara da acaba artik oh  diyebilecekmiyiz  umudu getirmişti.

Daha kisa bir zaman önce Hukukçu bir aday ve ülkemizin buna ihtiyaci var diye Hukukçu yönü  öne çikarilarak TBMM tarafindan seçilen cumhurbaskani için bugün yazilan, çizilen, söylenenler bir hayli düsündürücü geliyor bize. Hukukçu ve ömrünü adaletin her asamasinda görev yaparak harcamis bu isi iyi bilen , geçmisinde menfaat karsiligi hiçbir ise bulasmadigi bilinen cumhurbaskanina bugün son memur karanamesi bahane edilerek hukuk bilmez deniyor. Kararnameyi bir kez daha geri gönderme yetkisi var yok tartismalari yapiliyor. Hukukçu olmadigimiz halde  görebildigimiz,  ucu her türlü haksizligi yaratmaya  açik ve ne kadar süre için bile kullanilacagi belli olmayan bu kararnamenin bu sekilde çikmasinin doguracagi sonuçlari düsünmek bile istemiyorum.

Elbette devletin içinde Hizbullah, PKK vs. tüm yandaslarinin olmasi  kabul edilebilir bir sey degildir zaten. Devlet bir taraftan onlarla mücadele edecegim  diye para ve emek harcayacak diger taraftan kendi elleriyle onlari besleyecek ve yetki verilmesini saglayacak?

Ancak yalnizca bu amaçla çikarildigi süpheli olan bu  kararname bu haliyle kabul edilirse  zaten var olan siyasi kadrolasmayi  isin içinden çikilmaz hale getirilebilir. Kararname yine bu haliyle kabul edilirse bir çok günahsiz memur asli olmayan ihbarlarla , ya da amirlerinin insiyatiflerini  aleyhlerinde kullanmasi sonucu kendilerini müdafaa etmeye  bile zaman bulamayabileceklerdir. Üstelik bilindigi gibi memurluk yapilamayacagi haller yasalarda bellidir ve bunun cezai müeyyideleri de vardir. Mevcut yasalari isletip gerçekten barindirilan ve bu ispat edilen kisiler  hakkinda niye takibat yapilmiyor. Haa duyumlar üzerine hareket edilecekse biz de buna karsiyiz zaten. Bu ülke ve yasayanlari  duyum ve asilsiz ihbarlardan çok çekti. Yasanin bosluklari varsa yeni yasa çikararak bunu telafi edebilirsiniz, meclisi toplayarak ve enine boyuna tartisilarak yasayi çikarabilirsiniz. Bunun usulu  kararname degildir. Sanirim cumhurbaskanin anlatmaya çalistigi da budur. Niyeti hükümetin çalismasini engellemek , ya da  teröristleri, militanlari devlette barinmasini kolaylastirmak degildir. Gelin hukukun uygulanmasini saglayin gelin  demokrat olun ve tam demokrasiden korkmayin. Ve CUMHURBASKANIMIZ HUKUK BILIYOR.

 14//08/2000 Izmir

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Anasayfa