Damatrias'in gizleri...

Nermin Bayçin

Istanbul'un unutulmus bir bölgesinde, unutulmus bir Bizans sarayi yeniden kesfediliyor. "Damatrias" olarak bilinen bu saray, bir zamanlar kaplanlarin, hatta aslanlarin avlandigi, simdilerde ise, sanayinin kaymaya basladigi Samandira beldesinin merkezinde, öyküsünü yaklasIk 1500 yildir sakli tutuyor. 20. yüzyilin arsiz binalarinin temellerinden, bodrum katlarindan, ranttan uzakta, bugüne dek parçalanmadan korunagelmis saray, Istanbul'daki benzer Bizans komplekslerine oranla, türünün ayakta kalabilmis tek örnegi olarak gösteriliyor.

Bizans Imparatorlugu'na ait bu saray, Istanbul Üniversitesi'nin desteginde, arkeolog, Bizans tarihçisi ve mimarlardan olusan uzman bir ekip tarafindan gerçeklestirilecek kazilarla gün isigina çikacak. IÜ Prehistorya Anabilim Dali'ndan Yar. Doç. Dr. Asli Özdogan baskanliginda agustos ayinda baslatilacak olan arkeolojik kazilarin, yalnizca saray degil, Bizans'a ait pek çok bilinmeyeni de ortaya çikaracagi öngörülüyor.

Üzerinde ilk kez arastirma yapilacak olan Damatrias'ın, Istanbul'un Anadolu yakasindaki en önemli iki sayfiye sarayindan biri oldugunu ve çok büyük bir alanayayildigini belirten Özdogan sunlari söylüyor:

"Bugüne kadar çok iyi, neredeyse oldugu gibi korunageldigi için, bu büyüklükteki bir imparatorluk sarayindan ilk kez bütünlüklü, saglikli bilgiler alinabilecek. Bu çok önemli, çünkü, çagdasi benzer Bizans saraylari hakkinda çok az sey biliniyor. Çogunlugu, tarihin çesitli dönemlerinde ve en son olarak da Istanbul'un yogun yapilasmasi altinda ezilmis, parçalanmis. Planlari, sur yapilari ve daha pek çok karakteristik özellikleri, tam anlamiyla çözülemeden yitip gitmis. Iste bu sarayla, bunlari çözebilecegimizi ve bu baglamda da Bizans'in bu dönemine ait eksik halkalari tamamlayabilecegimizi umut ediyoruz."

Tarihsel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, 6. yüzyilin basinda II. Tiberios Konstantinos ve damadi Maurice tarafindan insa edilen Damatrias Sarayi, yaklasIk 1300 yil süren yasami boyunca, oldukça önemli olaylara taniklik etmis görünüyor. En ilginci de, her ne kadar bölgeyi orman ve av alani olarak düsleyebilmek su anda zor gelse de, II. Haçli Seferi döneminde, Manuel Komnenos'un (1143-1180), Samandira'da avlanirken hem aslan hem de panter olan çok iri bir hayvani öldürmesi. Tahti kaybeden II. Iustinianos Rhinotmetos'un (711-713), rakibi Phlippikos'un gönderdigi asker tarafindan bu bölgede öldürülmesi; 1043'te Emevilerle savasmak üzere getirtilen 15 bin kisilik Peçenek ordusunun Samandira'da "özgürlük ve macera zevklerini tatmalari" sonucu Ispanya'ya gitmekten vazgeçip Avrupa'ya geri dönmesi; 1203'te, Amiral Michael Stryphones'in komutasindaki ordunun Haçli ordulari karsisinda yine burada çil yavrusu gibi dagilmasi; Türklere karsi üstünlük elde eden Prens Janos'un gözlerine mil çekilmesi; Venediklilerin Damatrias bölgesinde ticaret yapma ayricaliklari gibi uzayip giden tarihsel olaylar, 1 Haziran 1296 yilinda yasanan depremle sonlaniyor. Bu tarihten sonra Bizans tarihçilerince Damatrias'ın adi bir daha anilmamis. 1328'de bölgenin Türklerin eline geçmesinden sonra sarayin onarilarak kullanilmis olabilecegi düsünülüyor.

Damatrias Sarayi ile çagimiz ünlü Bizans arastirmacisi R. Janin disinda pek kimse ilgilenmemis görünüyor. Az da olsa hakkinda elde edilen bilgiler genelde Janin kaynakli. Sanat tarihçisi Enis Karakaya ise hizla eriyip giden kalintilar karsisinda dile getirdigi 1994 tarihli Sanat Tarihi Arastirmalari Dergisi'nde, yikintilar ile ilgili en eski yayinin 1875 tarihli ve Yunan arastirmaci N.Tsigaras'a ait oldugunu söylüyor. Tsigaras'in gözlemlerinden kalintilarin o dönemde daha fazla görünürde oldugu anlasiliyor: "Eskiden müstahkem bir merkez olan Samandira, bugün çok fakirlesmis bir yerlesme merkezidir. Eski parlak günlerinin izi, birçok kalinti hâlâ mevcuttur. Mesela bugün çarsi olarak bilinen eski Bizans agorasi görülebilir. Bunun bir kismi ahir, diger kısmı Hristo adinda birinin degirmenine aittir."

II No'lu Kültür ve Tabiat Varliklarini Koruma Kurulu'nun, bilimsel kazi yapilmasi yönünde aldigi 13.4.2000 tarihli karari dogrultusunda baslatilacak çalismalarin birkaç yili alacagi düsünülüyor. Samandira Belediyesi'nce ihale edilen parkin hafriyati sirasinda iki ay önce ortaya çikan saray, daha önce, 1996 yilinda 1. derecede arkeolojik SIT ilan edilmisti. O yillarda çok az bir bölümü açikta olan sarayin, tahminlerin ötesinde çok daha büyük bir alana yayildigi yine bir insaat hafriyati sirasinda anlasilinca, yaklasIk 30 bin metrekarelik bir alan, söz konusu SIT karari uyarinca korumaya alindi. Alanin park olarak degerlendirilmesine karar veren belediye de, koruma kurulunca onaylanan projeyi bu yil basinda uygulamaya geçirmisti. Ancak hafriyat sirasinda dolgu topraktan 2.5-3 m asagi inilince, kalintilarin bir bölümü, kaçinilmaz olarak yüzyillar sonra ilk kez gün yüzüne çikti. Ortaya çikan manzara ise, yalnizca Samandira'nin sakinleri degil, durumu incelemeye gelen uzmanlar için de bir sürpriz oldu. Çünkü, büyük bir saray kompleksinin varligini kanitlayan, iyi korunmus konumda duvarlarla karsi karsiya kalmislardi.

Damatrias kazisinin mimari koordinatörlügünü üstlenen Y. Mimar Acar Avunduk, "Istanbul'da bu tür özgün Bizans saray yapilarinin sayisi çok az, ancak 5-6 tane. Onlardan da geriye bilindigi gibi çok az sey kalmis. Aslinda hiç kalmamis dense daha iyi olur. Bu nedenle Damatrias, kazi çalismalarinin sonuçlanmasindan sonra, Istanbul'da bu çapta ayakta kalabilmis ilk ve belki de tek örnek olacak" diyor ve ekliyor:

"2.5-3 m'den sonra mimari zenginlik bekliyoruz. Belediyeden alanin çok ayrintili topografik haritasini istedik. Daha sonra tespit ve degerlendirme yani rölöve çalismasi yapacagiz. Kaziya da agustosta geçilecek. Neyin, nasil yapilacagi tabii, kazi çalismalarindan elde edilen bulgular dogrultusunda belli olacak. Ileride belki bir açikhava müzesi konumuna getirilebilir."

Arkeolojik kazi ve restorasyon konusunda ellerindeki tüm olanaklari seferber edeceklerini açiklayan Samandira Belediyesi Baskani Abdullah Bayram ise, ancak bu konuda tek baslarina yeterli olamayacaklarini, yerli, yabanci kuruluslarin da katkida bulunmasi gerektigini söylüyor. Bayram "Yardim konusunda olanaklar arastiriliyor simdi. Ama biz ne olursa olsun bu sarayin ayaga kalkmasini, restore edilmesini ve Samandira'ya kazandirilmasini arzuluyoruz. Bunun için de elimizden geleni yapacagiz" diyor.

Cumhuriyet Dergi, 09 Temmuz 2000, Sayi: 746, Sayfa: 14

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Anasayfa