Maksat erkek muhabbeti ama!
Asli Ulusoy
Bundan
birkaç yil öncesine kadar sadece Sanliurfaliların bildigi bir erkek erkege
eglenme gelenegiydi sira gecesi. Nasil ki Ibrahim Tatlises, sira gecelerinin
piri, gazelhan Kazanci Bedih (Yoluk) ve ekibini programina çikardi, Türkiye
sira geceleriyle tanisti. Bunu, Zügürt Aga ve Eskiya fimlerindeki sira gecesi
çekimleri ile ekibin katildigi Hülya Avsar, Uygur kardesler ve Izzet
Altinmese'nin programlari izledi. Gördügü yogun ilgi üzerine ekip stüdyoya
girdi ve "Kazanci Bedih esliginde Sanliurfa Sira Geceleri" adli bir
albüm serisi hazirladi. Böylece Kazanci, 60'indan sonra söhret oluyor, sira
geceleri ise Sanliurfa'nin sinirlarini asiyordu.
Çok
geçmeden, büyük oteller de sira geceleri düzenlemeye basladilar. Adana, Amasya,
Tokat, Çorum gibi Anadolu illerindeki büyük otellerin yani sira The Marmara
gibi bes yildizli bir otel de bu ise el atti ve geçenlerde on gün süren bir
sira gecesi programi düzenledi. Programi yine Kazanci Bedih ile ut ve cümbüs
çalan oglu Naci Yoluk'un önderligindeki ekip yapacakti. Ancak ekibin
"özgün" olma çabasi, "özyurdundan" kopup gelen her sey gibi
sira gecesinin de bir parça distorsiyona ugramasini engelleyemezdi. Öyle ya,
"Dogulu", küçük Anadolu sehrinin iki yüz yillik gelenegini,
"Batili", "büyüksehir" Istanbul'a tasimasi öyle kolay bir
is degildi. Iste her seye ragmen bu gelenek hakkinda fikir sahibi olmamizi
saglayan "Istanbul sira gecesi"nden notlar ve Kazanci Bedih'ten
ögrendigimiz kadariyla yasanan farkliliklar:
Sira
gecesinin düzenlendigi otelin restorani tiklim tiklim. Genellikle dogulu
isadamlarindan olusan müsteriler, az sonra baslayacak program öncesinde yöreye
özgü yemekleri tatma telasinda, açik büfe kuyrugunda... Sanliurfa'da genellikle
sünnet dügünlerinde, aç karnina, istah açmak için yenen et tiriti, bulgur içine
kiyma doldurulup haslanarak hazirlanan yahudiköftesi, içine kiyma ve baharat
konup kizartilarak hazirlanan agzi açik, kusbaşi et ve bulgurla yapilan sulu
yemek borani açik büfenin gözdeleri. Yine yöreye özgü nar eksili ezme bostana,
açik ekmek ve tirnakli pide de vazgeçilmezler arasinda..
Usta
Kazanci Bedih'e soruyoruz. "Sira gecelerinde yemek yenir mi"
Gülümsüyor. "Genellikle yenmez! Asil maksat muhabbettir. Yas gruplari,
esnaf gruplari, arkadas gruplari, ortalama sekiz on kisi, haftada bir ya da on
bes günde bir, aralarindan birinin evinde toplanir, muhabbet edip, eglesirler.
Herkes isinden çiktiktan sonra sirasi gelen arkadasa gider; önce çay kahve
içilir, sohbet edilir. Urfa'da hemen her evde çalan, söyleyen biri vardir.
Müzik yapilir erkek erkege. Ondan sonra mirra verilir, en son da ya tatli gelir
ya da meyve... Ama otelde müzigimizin yani sira, yemeklerimizi de tanitmak
istedigimiz için, böyle bir farklilik oluyor tabii."
Yemek
kuyrugu henüz sona ermeden, ekip kendisi için hazirlanan sark kösesine geçiyor.
Kazanci Bedih dahil bütün grup, program için hazirlanan, yöreye özgü
elbiselerini giymis. Inanilmaz bir özen ve dikkat seziliyor hal ve
tavirlarinda. En çok dikkat çekense, gözlerinin içindeki piriltı. Açilisi bir
Urfa türküsü ile yapiyorlar: "Kalanin ardindan ekerler dari." Onu,
dinleyen herkeste bir tebessüm birakan bir türkü izliyor: "Yeni hamamin
üstüyem, ergen kizların dostuyam!" Artik bütün seyirciler masalarina
yerlesmis durumda. Salon, biçakla ikiye bölünmüs gibi; seyircilerin bir kismi
yöre yemeklerinin lezzetiyle boyut degiştirmis izlenimi birakirken, digerleri
pür dikkat ekibi izleyip, türkülere eslik ediyor. Bir ilaç firmasinda ticaret
müdürlüğü yapan Dinçer Kaçaran onlardan biri:
"Karadenizliyim
ama türkü gelenegini çok seviyorum. Benim için yöre önemli degil, türkü olsun
yeter. Ha Rumeli türküsü olmus, ha Güneydogu fark etmiyor. Oryantalist degil,
otantigim. Tesadüfen burada degilim yani. Yöre yemegini ögrenmek de önemli
tabii ama inanin burada olmamin tek nedeni var: Kazanci Bedih. Bu adam için
geldim buraya. Daha önce de Urfa'daki devlet konukevinde seyretmis, çok
etkilenmistim."
Sanliurfa'ya
gidecekler için küçük bir not: Sanliurfa Valiligi Konukevi'nde, sIk sIk sira
geceleri düzenleniyor. 34 senedir Istanbul'da yasayan Mardinli avukat Abidin
Dino, Sanliurfa'daki konukevinde katildigi sira geceleriyle, Istanbul'dakini
karsilaştırıyor:
"Orada
örneğin ibrikle gelirdi ayran. Yemek ve bu masa düzeni isin orijinalitesini
bozuyor ama böyle bir ortamda da öbür türlüsünü yapmak zor olurdu. Yani
Istanbul isi sira gecesi ancak böyle olabilir herhalde."
Gazinoya
dönüsse de...
Aslinda
sira gecesi sadece erkeklerin katildigi, disi sinegin bile uçamadigi bir eğlence
gelenegi. Kazanci Bedih anlatiyor:
"Isin
esasi muhabbettir, erkek erkege sohbettir. Bizim evlerimiz avluludur, yani
kadin ve erkegin ayri durmasina imkân veren evlerdir. Odalar tamamiyla ayridir.
Kadin girdi mi is degisir. Niye? Çünkü kadin kadinla dertlesir, erkek erkekle.
Kadinin oldugu yerde erkek konusamaz ki. Sen git simdi sira gecesinde sekiz on
erkegin içine otur, onlar da bir sey anlamaz konustuklarından, sen de.."
Istanbul'da
sira gecesinin ruhunu daha bastan bozuyoruz, böyle kadin -erkek eglenerek?
"Maksat, bu eglence seklini ögrenin, görün. Yoksa kadinli sira gecesi olur
mu hiç!" diyor gülerek Kazanci Usta.
Bununla
beraber gecenin, "iliklerine kadar hissederek" eglenen isimlerinden
biri de bir kadin; Aybike Keser. Keser bastan ayaga "gerçek bir Istanbullu"
izlenimi verse de "Ben Siverekliyim" diyor, baska bir sey demiyor.
"Dedem ünlü Siverek müftüsü ve felsefe ögretmeni Asim Ataman'dir. Babam
orada doguyor, 11 yasindayken çikiyor Siverek'ten. Hayatimda bir kez gitmis de
olsam ben Siverekliyim. Evimde bu yörenin CD'leri, kasetleri kayniyor. Bu tür
geceleri kaçirmamaya çalisiyorum. Amerika'ya, torunumun yanina yerlesmeyi düsünüyoruz
ama ben bu müzikten uzak kalirsam ne yaparım bilmiyorum."
Bu
arada koro, Keser'in çok sevdigi bir türküye basliyor:
"Garip
bir kustu gönlüm / Elimden uçtu gönlüm / Saçinin tellerine takildi düstü
gönlüm."
Ve
karsinızda Urfali Kâzim...
Ardindan,
gazelhan Kazanci Bedih'in, Ziya Pasa'dan okudugu gazel "Bir Ketre Içen"le,
atmosfer degisiyor. Simdi tüm gözler, Kazanci'da kilitlenmis gibi. Onu diger
Urfa türküleri izliyor. Derken ilk bölüm sonlaniyor ve sira
"isteklerin" de söylendigi, daha çok bir gazino programini andiran
bölüme geliyor. Sahneyi Sanliurfa'da ünü iyice yayilmis olan Abdullah Uyanik aliyor.
Uyanik, Türk müziginin klasik birkaç parçasini okuduktan sonra istek parçalara
geçiyor.
"Aslinda
sira gecesinde 'istek sarki' diye bir sey olmaz. O sirada, aklimiza geleni
okuruz. Sen Yeni Hamami okursun, ben gazel okurum falan. Ama usul içinde paslasirsin.
Biri iki dörtlüktür, biri alti sekizliktir. Yani paslasmalar makam gelenegi
içinde yapilir."
Uyanik'i,
hoyrat üstadi Kâzim Çiris izliyor. Çiris de Sanliurfa'da taninan bir isim.
"Urfali Kâzim" ismiyle çikarttigi birçok kaseti var. O da Uyanik
gibi, önce repertuvarindan birkaç parça söylüyor, ardindan masalari gezmeye ve
istekleri almaya basliyor. Artik tümüyle gazino atmosferi hâkim salona. Kâh
Malatya türküsüyle gerdan kiriliyor, kâh Diyarbakir türküsüyle halay çekiliyor.
Bununla birlikte sira gecelerinin vazgeçilmez ritüelleri elden birakilmiyor.
Bunlarin basinda da çigköfte geliyor. Burada çigköfte, 20 yasindaki Ismail
Ertoprak'in isi. Urfa Valiligi Konukevi'nde servis sefi olarak çalisan
Ertoprak, Eskiya filminde oynadigi "çigköfte yapan çocuk" rolünden
sonra Kazanci Bedih'in ekibiyle gezmeye baslamis. Marul yapraklari içine
konarak ikram edilen çigköfteden sonra aci kahve mirranin servisini yapmak da
Ertoprak'a düsüyor.
Katildigimiz
sira gecesinde, seyirciler atmosfere uygun olarak "zengin" isadamlarindan
olusuyorduysa da, Kazanci Bedih'ten ögrendigimize göre sira gecelerinin asil
düzenleyicileri esnaf. "Sira arkadaslarinin çogu esnaftir, demirci, kazanci,
kalayci, marangoz, sarraçtir. Sehir isidir sira gecesi. Köylerde olmaz. Neden?
Köylerde oda vardir, orada muhabbet eder insanlar. Çiftçilik davasi onlarinki.
Bir evde saz vardir, kendi kendilerine üç bes kisi çalar, söylerler. Bizimki
gibi herkesin bir enstrümani olup da sira sira gezmek yoktur onlarda."
Mirra
servisiyle birlikte, programin da sonuna geliyoruz. Her ne kadar Dogulu bir
"küçük" sehir gelenegini, "büyüksehir" Istanbul'da yasamanin
firelerinin farkindaysak da, basta Kazanci Bedih olmak üzere bu isin üstatlarini
"canli" olarak seyredebilmenin bir sans oldugunu reddetmemiz imkânsiz...
Darisi, tüm türküseverlerin basina...
Cumhuriyet Pazar Dergi, 02 Nisan 2000, Sayi: 732, Sayfa: 8-9
Öneri, katki ve elestiri
Yakamoz
Anasayfa