Siyasal sanatçi tiplemesi

FERHAT ÖZGÜR

1962'den bu yana Cambridge Üniversitesi'nde tarih dersleri veren Quentin Skinner'in çalisma alani 13 ve 16. yüzyillar arasi siyaset düsüncesi. Skinner, ''Sanatçinin Bir Siyaset Düsünürü Olarak Portresi: Ambrogio Lorenzetti'' adli kitabinda Sienali ressam Ambrogio Lorenzetti'nin Siena Yönetim Binasi'nin toplanti salonu için 1337-1340 yillari arasinda yaptigi Bugon Governo ''Iyi Yönetim'' adli freskosunu inceliyor. Skinner Önsöz'de bize resimden çikardigi mutlak mesaji iletirken aslinda bugünkü siyasal yapimizda olmasi gereken temel degerlerin altini da kalinca çiziyor: ''Barisin nimetlerinden yararlanmak istiyorsak, altinda yasadigimiz yönetim biçiminin, 'signoria'mizin bizi temsil etmesi, dolayisiyla da fiilen kendi kendimizi yönettigimizi söyleyebilecegimiz bir yönetimin kurulmasini saglamamiz gerekir. Sadece özyönetimin bulundugu yerlerde baris ve adalet saglanabilir ve sadece baris ve adaletin saglandigi yerlerde ihtisam ve büyüklüge ulasilabilir.'' Bu ise ugrunda savasilacak tek seyin öncelikle baris ve barisi korumak olan Roma düsüncesiyle de örtüsmektedir. Skinner'in bu sonuca gelene kadar izledigi tarihsel okumalar öte yandan da hümanizm öncesi siyasal düsüncenin ayrintili bir yapisini veriyor. Hümanizm öncesi diyoruz çünkü gerçekten de Skinner'in kitabinda israrla üzerinde durdugu bir nokta var, o da bugüne kadar Lorenzetti'nin bu resminin, hem Aristotelestci hem de Tomassocu fikirlerin izlerini tasidigi yolundaki tartismali ve büyük ölçüde de yanlis okumalar. Çünkü Tomassocu-ƒ Aristotelesci okumalarin vardigi sonuçla Skinner'in çikarimi önemli ölçüde farklilik gösteriyor. Skinner'e göre Aristocu yorumlara dayanan skolastik felsefe Lorenzetti'nin bu resmine kaynak olusturamaz. Yine Tomassocu-Aristotelesci bakisa göre Lorenzetti, merkeze yerleţtirdigi, bir elinde asa digerinde kalkan tutan büyük figürle, toplumda hepimiz için geçerli olan ''ortak iyi insan''in basat konuma gelmesi gerektigini göstermektedir. Oysa çaginin aynasini yansitan Lorenzetti burada Romali hatip Cicero (MÖ. 106-43), felsefe ve hukuk ögrenimini Roma'da tamamlayan Seneca'ya baglanmakta, bize kisisel çikarlarimizin pesinden kosmak yerine ''ortak iyi''yi gelistirmemiz gerektigini, ''ortak iyi''nin de yönettigi insanlarin özgürlügüne ve birligine öncelikle kendisini adamasinin sart olduğunu söylemekte ve bireylerin siyasal bir bütünlük olusturmada üstlenmesi gereken rollerini özetlemektedir. Lorenzetti iste bu kamusal otoritenin üstünlügünü göze çarpan imgelerle sunmaktadir. Bu yüzden yönetici tüm kompozisyonda en büyük figür olarak gösterilir. Bu kral figürü zaten Skinner'e göre ''ortak iyi''nin cisimlesmesi degil, ortak iyinin korunmasi için bir kentin seçmesi gereken signoria tipinin bir temsilcidir (s.88). Yönetici yani ''ortak iyi'' öncelikle bir temsilcidir aslında ve ''yöneticilerimizin yetkileri gerçekte yönettikleri toplumun yetkilerinin bir ifadesinden, temsilinden baska bir sey degildir'' (s.62). Böylece ideal bir yöneticinin toplumsal yasamin su üç erdemini korumasi gerektigi ortaya çikar:Adalet, Metanet ve Ölçülülük. Cicerocu yorumda da benzer sekilde, esas olan, yöneticilerimizin bilgelikten ilham almalari ve dolayisiyla adaleti sevmeleri halinde yaptiklari düzenlemelerin bizleri ortak iyiye, barisin zaferine uyum ve hakkaniyet içerisinde birbirimize baglanmaya götürecegi umududur. Lorenzetti freskoda Adalet'i daha uzak bir mesafeye yerlestirerek ahlaki erdemlerin en üstününü Adalet yerine, hümanizm öncesi yazarlarin dedigi gibi Basiret olarak betimler. Oysa tersine Aquinali'ya göre (Aristo felsefesine dayali yorumda) Adalet tüm erdemlerin üstündedir. Giderek de Skinner bu yolla bize hümanizm öncesi retorik kültürün bir portresini çizer, alisilagelmis bir düsünceye set çekerek Atina'nin karsisina Roma'yi yerlestirir. Savasilacak en önemli seyin her zaman Discordia yani ''sivil uyumsuzluk'' olduguna inanan Roma'ya göre bir kentte suküneti olusturmanin en önemli yolu toplumlarin yasa ve geleneklerine uygun davranacak olan yöneticilerin seçimi ve bu yöneticilerin ödevlerini yerine getirmede tüm ehil ve tutkulardan arinmis olmalari gerektigidir. (Bak.s.71) Yani yöneticiler baris ve adalet asigi kimseler olacaklardir. Skinner 1309-10 tarihli Sienna anayasasinda da bu özelliklerin bulunduguna dikkat çekerken Lorenzetti'nin freskolarini iste bu baglamda degerlendirir. Çünkü bu ve benzeri yaklasimlarin Cicero ve Seneca'nin kent yönetimi konusundaki eserlerinde bulundugunu söyleyen yazar bize siyasal bütünlük, toplumsal refah, vatanseverlik, toplumsal dayanisma gibi kent yasaminin temellerini gösterir ve aydinlik bir ülke olusturmada evrensel degerlerin önemini vurgular.

Skinner'in buraya kadar inceledigi yazarlar kent yasaminin kiymetli hazinesinin, barisin korunmasi oldugunda da hemfikirlerdir. Böylece Lorenzetti'nin resmi hümanizm öncesi ideolojinin merkezinde duran, o çok sevilen inanilan ve yararlanilan ''baris'' kavraminin bir açilimidir. Barisi temsil eden figür de buna uygun olarak tüm kompozisyonun tam ortasına yerlestirmistir. Öte yandan Lorenzetti örnegin resimdeki Concordia (Uyum) figürünü vinculum'u (uyum bagi) insanlara uzatirken göstermekle toplumsal uzlasmayi ifade etmekte, hangi yönetim kuraminin, hangi toplumsal ve siyasal yasam idealinin bize dramatik yolla sunuldugunu belirtmekte ve böylece insanligin ortak erdemlerini, dogrularini tanimlamaktadir. Barisin Roma inancina dayandigi hümanizm öncesi eserleri okuyarak yazarin son noktada da varmak istedigi budur zaten: ''Rönesans siyaset kurami tarihinin her döneminde Atina'dan çok Roma'ya borçludur pek çok seyi. Roma inancina göre baris 'uyumsuzlukla mücadele' ve 'saasa karsi zafer'le elde edilecektir. Çünkü uyum kentlerarasi birlikteligi, ortak erdemleri gösterir'' (s.48). Bu da hümanizm öncesi siyasal ahlakin ve hukukunun temel niteligidir. Bu okumalar çerçevesinde gerçekte Sienna kentinin baris, ihtisam ve büyüklügünün vurgulandigi Lorenzetti'nin resmi bu açıdan bütünüyle ideolojiktir.

Lorenzetti'nin resminin, 13. yüzyilin ilk yillarinda Italyan kent cumhuriyetçilerinde filizlenmeye baslayan hümanizm öncesi retorik kültürün tami tamina bir ifadesi oldugunu söyleyen Skinner savini kanitlamak için bu dönemin siir kitaplarina, güldestelerine ve kent yönetimine özgü eserlere basvuruyor, çogunlugu 13. yy'a ait bu belgelerde Aristoteles ile dogrudan herhangi bir bag da kurmuyor. 1330'lu yillarin sonunda yapilan bu eser Aristo'nun iyi bir uyarlamasi olan Tomassocu gelenege baglanamaz ve yazar bu noktada Lorenzetti'nin freskosunun köklerini skolastik felsefede aramanin bosunaligini üstüne basa basa belirtir.

Kamusal yasamin temellerinden biri olan Concordia'nin (Uyum) Cicerocu bir iddiasini temsil eden Lorenzetti burada tam bir siyasal sanatçi karakteri göstermekte ve baglam ve im arasinda sasmaz bir bag kurmaktadir: Uyum figürünün kucagina bir marangoz yerlestirilir ve onun uzattigi ipi tutanlari es boyda gösterir. ''Barisin lütuflarindan yararlanmak istiyorsak kentliler olarak aramizdaki herhangi bir ayriligi derinlestirmek yerine farkliliklarimizi ortadan kaldirmamiz gerekir. (s.76). Rende burada esitlenme, düzeltme, bir hizaya getirmenin imi olur. Ölçülülük figürünü elinde bir kum saati tutarken gösteren sanatçi, ''Asla çok hizli ya da çok yavas hareket etmemeye özen göstermeyin, ruhumuzun hareketlerinin doga ile uyum içinde olmasina daha çok önem ve itina gösteriniz'' diyen Cicerocu yoruma baglanir. Dönemin Toscanali sanatçilarinin, arslan postuyla örtülü ve kalin bir sopa tasiyan bir kahraman olarak gösterdikleri Metanet ise Lorenzetti'de tam tersine kavgaci olarak betimlenir. Dolayisiyla sanatçi Tomassocu serhlerin gelenegine aykiri olarak Metanet'i ''katlanma cesareti degil, savasma cesareti olarak ele alir'' (s.98).

Peki ''ortak iyi''yi gelistirmek için ne tür bir uyum ve esitlik içinde hareket edecegiz? Hümanizm öncesi düsünürlerin yanit aradigi sorulara Lorenzetti Adalet figürünü Bilgelik figürünün asagisina yerlestirerek verir. Bilgelik böylece beseri degil cennete ait bir güç olarak gösterilir. Adalet ise insanin dogal yeteneginin bir sonucu degil, ayagi yere basan, pratik aklin bir sonucu olarak ele alinir ve gerçekten de tüm diger erdemlerin sonunda gelir. Skinner'e göre bu anlamda Lorenzetti'nin benimsedigi adalet kurami Aristotelesci degildir.

''Sanatçinin Bir Siyaset Adami Olarak Portresi: Amrogio Lorenzetti'' baglam ve biçim arasindaki iliskiye nefis bir tarihsel okumayla yaklasiyor, bir yandan sanatçinin siyasal bir söylem gelistirirken baglam ile biçim arasindaki organik bagi nasil kurdugunu gösterirken diger yandan da hümanizm öncesi metinlerle dönemin siyaset kuraminin bir anatomisini sunuyor, Yunan ve Roma siyaset kuramlarini karsilastiriyor ve bu okumalar Lorenzetti'nin resmindeki imgelere deyim yerindeyse ''cuk'' diye oturuyor. Sonuca dogru restorasyon, biçimsel müdahale ve baglam, ikonografik çözümleme ve etimoloji arasindaki iliskilere, sorunlara da göndermelerde bulunan Quentin Skinner, Lorenzetti'nin freskosundan bugünün insaninin da almasi gereken dersler çikariyor.

Cumhuriyet, Kitap, Sayi: 512, Sayfa: 10, 09 Aralik 1999

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Ana Sayfa