NEDEN SOKAKTAYIM

Ben bir ailenin bir sürü çocugundan birisiyim. Ana-babam Allah onun da riskini verir diyerek getirmisler dünyaya... Belki de baska birsey bilmiyorlardi bunu derken. Evet evet büyük ihtimalle bilmiyorlardi, çünkü bütün kardeslerim de ayni seyi dediler," Allah rizkini verir ". Kendilerinin bile rizki yokken bunu demelerinin baska izahini bulamiyorum.

Bes yasinda sokaklarla tanismamin en önemli sebebi bu diye düsünürüm hep.

Biliyor musunuz benim ailemin esas memleketi de bu sehir degil. Anadolu'nun bir yerlerinden gelmisler.. Simdi niye gelmisler dediginizi duyar gibiyim. Ben de merak ettim ,aileme ve diger komsularimiza hep bunu sordum. Niye geldiniz?

Onlar da; " Bizim oralar soguktur ogul pek bir sey yetismez, eskiden hayvancilik yapardik o da bitti,yol yoktur,:-) sagolsun devletimiz de pek ugramadiydi. Okul,su ,elektrik bile yoktu. Hele hastane baya bir uzaktaydi. Fabrika desen hiç yoktu. Memleketimizde yetisen isadamlari bile dönüp arkalarina bile bakmadan büyük sehirlerlere gittiler. Ama ogul yine de memleketimizdi orası bizim. Havasi güzeldi temizdi, suyu da, insani da güzeldi. Bütün bu saydigim zorluklari yasamak zordu ,ama memleketimizdi. Lakin hepsinin üzerine bir de su terör belasi çikiverince ;iste o zaman hersey daha bir kötü gitmeye basladi.Iki ates arasinda kaldik. Bunca sefalet,bunca eziyetin üstüne bir de can korkusuyla basedemedik. Kendi canimizi da sizinkini de koruyamamaktan korktuk. :-) hem buralarda hersey güzel dediler. Is var dediler, hemen evin yakinlarinda okul var dediler,doktor bile bir sürü dediler. Biz de toplandik geldik iste " cevabini aldim bütün komsu ve akrabalarimizdan.

" uzun bir yolculuktu "diye devam ettiler." bir daha geri dönüsü de yoktu. Ve gelir gelmez bir savasin ,yasam savasinin esiginde oldugumuzu gördük. Bu durum baslangiçta bizi epey sok etti. Önce basimizi sokacak kapali bir yere ihtiyacimiz vardi. Bir süre bizden önce göç etmis akrabalarimizin yanina sigindik. Onlar da ayni seyi yasamislar,ama insan eti agirdir derler, çok da uzun kalamazdik elalemin evinde.

Sonra yasak oldugunu bile bile bizim sahipsiz gördügümüz ama asil sahibinin devlet oldugu bir toprak parçasini gözümüze kestirdik, basladik oraya bir göz yer yapmaya. Devlet görevlileri zaten pek sIk ugramaz buralara, sehir merkezine bir hayli uzaktir burası bilirsin ,bizi kimse görmedi, zaten de geceleri çalisirdik çogunlukla. Bir de bizimle iyi geçinmek istediklerini söylediler etraftan ,çok kalabalik olmusuz seçim zamani gelince gelip bizden oy isterlermiş haa bir de bu topragin tapusunu bile verirlermiş o zamanlar. Biz de bütün varimizi yogumuzu buralara döktük iste. Neyse ogul; bütün bu savas sürerken herkesde,hepimizde ciddi degisiklikler olmaya basladi..

Neler varmis buralarda bizim görmedigimiz, bilmedigimiz.. Meger biz gerçekten hiçbirsey görmemisiz bilmemisiz. Herkesin neleri varmis, insanlar nasil hayat yasarmis. Hersey varmis hakikaten ama o herseye de para lazimmis. Bizde yok ki. Yaa onlar da insan ama neden bizden farkli hem de çok farklilar diye düsünmeye basladik. Düsündükçe battik. Bir bikkinlik, bir yilginlik basladi. Hepimizde bir gerginlik bir kizginlik vardi ki sorma gitsin... Eskiden yani bizim oralardayken kocalar karilarini hiç dövmezlerdi, kocalar, babalar içki de içmezlerdi. Sigara tüttürürlerdi ama hiç içki içmezlerdi. Bütün bunlar bizim aile ve karakter yapimizda önemli degisiklikler yapti. Deger yargilarimizi degistirdi.

Kadinlarimiz evlere temizlige gitmeye basladilar ya da fabrikalarda mevsimlik is bulduklarinda oralarda çalismaya. Halbuki eskiden sadece kendi evlerini temizlerlerdi. Ev temizligi zordur, el isinde çalismak zordur. Çabuk yipranir, hemen hastalanmaya baslarsin. Erkeklerimiz de is bulamiyor ki! Bunun için de içten içe üzülüyorlar, eziliyorlar tabi. Bu arada da içkiyle tanistilar. Çünkü içince kendilerini daha güçlü görüyor, o zavallilik ve acizligin yarattigi kompleksten kurtuluyor veya bir çok seyi unutuyorlar. Bir de cahiliz be ogul. Okuyamadik,görmedik, duymadik ki. Herseyi günah sandik, çocuk yapmanin önüne geçmeyi bile, yol yöntem bilmeyiz ki. Zor gücü bozdururmus. Bu arada bir sey farkettik. Çocuklarimizi... Çocuklarimiz çare oldu, onlar para kazanabiliyorlardi, sakiz mendil bile satsalar epey para getiriyorlardi, biz de zaten okula göndermek için gerekli parayi denklestiremiyorduk. Basladik sirayla hepinizi ise göndermeye. Önceleri ilkokulu bitirdikten sonra baslayan çalisma yasaminizin gittikçe yasi küçülmeye basladi, onüç yasindaki çocugun yanina 5 -6 yasindaki kardesinizi de kativerdik. Hayret o bile parayla geliyordu. Biz hiç kazanamazken sizler bunu basarmistiniz.. Imdadimiza yetistiniz çok şükür "

Ana-babamiz ,komsularimiz bunlari dediler iste. Dediler, dediler de bunu derken bizi o koca disli çarklarin arasina atarken, nedense madalyonun diger yüzünü hiç görmez olmuslar, belki de görmüsler de görmezden gelmisler.

Bizi kimseler görmedi zaten. Halbuki en büyük babamiz devlet babamiz da vardi. Onun bir sürü kurumlari, kurallari, yasalari, yasa yapacak güçleri de vardi. O bile görmedi, dönüp bakmadi. Ta ki içimizden bazi arkadaslarimiz yasadigimiz topluma zarar verene kadar, ama inanın ben onlarin bazilarini taniyorum, onlar da bizim gibiydiler. Dünyaya geldiklerinde böyle kötü seyler yapmayi düsünmediler bile, sokakta top da oynardik onlarla, gülerdik, yaramazliklar yapardik.

Sonra bahçeden evin ,okulun bahçesinden çikip sokaklara çiktik hep beraber. Önce üstümüz basimiz çok kirlendi, kokmaya basladik, temizlik kavramini kaybettik. Pis kokunun ve pisligin ruhumuz üzerindeki etkisini bilemezsiniz. Küçücük ellerimizle çöplerin içindeki pis torbalari açip karistirirken içinden çikan o igrenç kokunun etkisini ve mikroplarin ellerimizde ve baska yerlerimizde açtigi yaralarin kasintisi ve agrisini, birilerinin ayakkabisini boyarken duydugumuz kokunun etkisini ve kendimizi asagida hissetmenin basimizi kaldirdigimizda ayakkabisini boyadigimiz kisinin bizden ne kadar yukarida oldugunu ve ulasilmazligini görmenin acisini ,insanlarin pesinden sakizimizi mendilimizi alsinlar diye kimi yalvarirken, kimi aglarken kimi de tüm sevimliligimizi takinirken oynamak zorunda oldugumuz rolün agirligini, o televizyonlarda gördügümüz zengin teyze ve amcalarin arabalarinin önüne atlayip güya camlarini siler gibi yapip para beklemenin tehlikesini bilemezsiniz. Hele hele de en agiri insanların size vebali gibi baktiklarindaki utanç ve yerin dibine girme istegini hiç bilemezsiniz. Ben ve arkadaslarim bunlari yapiyoruz,evimize hergün para da götürüyoruz ama bu yetmiyor ki kimseye.

Tabii bu arada bizden büyük abilerin tehditleri ile de karsilasiyoruz.

Bir de kisin çok soguk oluyor, hep yagmur kar yagiyor, yazin da çok sicak ,ilkbahari sonbaharı seviyoruz biz.

Ama biz güçlü çocuklariz biliyor musunuz? Siz kocaman insanlari bile hiçbir şeysiz sokaga biraksalar sanirim 24 saati zor geçirirdiniz. Biz ayakta ve hayatta kalmayi basariyoruz. Saklamayacagim baska bir sürü zorluklar var onlarla da basetmek gerekiyor (kimse duymasin cinsel tacizden korunmak en zoru). Bazi arkadaslarim bunu bali tiner içerek yapiyorlar veya paralari çok oldugu zaman baska uyusturucular alarak daha kolay dayandiklarini söylüyorlar.:-) o zaman öyle neseli ,kendine güvenli ve cesur oluyorlar ki, acaba ben de mi içsem diyorum.

Ama sonra vakifta bana rehberlik edenlerin dedikleri aklima geliyor da hemen vazgeçiyorum.

Onlar keske arkadaslarima da ulasabilseler, fakat bazi arkadaslarimin ailesi onlarin oraya gelmelerine bile izin vermiyor ki. Çünkü orada geçirdikleri vakitte para kazanamiyorlar günlük yövmiyeyi dogrultamiyorlarmis. Eh bir de eve gidip dayak yemek çok kötü. Yine keske diyecegim ama keske çocuklarina dayak atan küçücük çalismaya gönderen ana-babalara devlet ceza verse ne iyi olurdu. Onlar da korkarlardi birazcik hiç degilse. Bazen hirsizlik da yapiyor arkadaslarim; çogu da gülerek ya onlar zengin birşey olmaz diyorlar. Kötü birsey yaptiklari akillarina bile gelmiyor,kimse öğretmedi ki onlara bunu.

Yine o çok kötü şeyler yapan (hani insanları bile öldüren) arkadaşları anlatmak geldi içimden. Onlari taniyoruz biz. Eskiden bizim gibilerdi, çalisip para kazanmaya ugrasirlardi küçük yastan beri. Ama para kazanamadiklarinda gece eve yatmaya bile gidemediler.Üsüdüler, korktular ve uyusturucu denen o pis seyden içtiler. Zamanla büyüdükçe kişilikleri degişti galiba beyinleri de hasar görmüş. Yazik hasta oldular. Yoksa inanin yapmazlardi. Bir insana zarar vermek hatta onu öldürmek bence kolay is degildir.

Simdi bize dünyalari verseler bir insana zarar verir,onun canini yakar onu öldürebilirmiyiz?

Onlar basedemediler. Önlerine zamaninda onlara yardim edebilecek, rehber olabilecek birileri de çikmadi. Ama ben onlarin niye böyle olduklarini biliyorum. Aslinda herkes de biliyor da nedense kafalarini çeviriyorlar ya da isin kolayina kaçip asalim keselim diyorlar. Geriden gelenleri hiç görmeden....

Ben direniyorum ama, öyle olmayacagim. Hem çalisiyorum hem de okula gidiyorum, insaallah almazlar okuldan, insaallah destek olan birileri çikar. Bana ve benim gibi direnebilen diger arkadaslarima.. Onlara da zarar verdikleri toplumun diger kesimindeki insanlara da yazik oluyor bence. Bir de ne düsünüyorum; bazi çocuklar, yasitlarimiz, ne kadar sanslilar, bizden ne çok farklilar degil mi? Servisleri gelip evlerinden alip onlari okullarina kadar götürüyor,aksam üzeri hava kararmadan sicacik evlerine giriyorlar, onlarin anneleri yemeklerini yesinler diye onlara armagan bile alirlarmis, kendilerine ait odalari ve esyalari bile varmis. Öyle diyorlar.. Sunu söylemeliyim; ben, biz o kadarini istemiyoruz zaten. Onun imkansizligini bilecek durumdayim artik.

Ama bizi bu çöpten, sokaklardan, kötülüklerden koruyacak hiç kimse yok mu? Hiç değilse 18 yaşına kadar evde kalsak , okula gitsek, moda olani degil de pahali olani degil de temiz giyebilsek,evde banyo yapabilsek....

Bu bir rüya mi sizce? Umarim degildir de, gerçeklesir..

NURHAYAT TURUNÇ

Öneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Ana Sayfa