Yeryüzünün Yeni Patronlari |
Onlardan saygiyla, neredeyse sevgiyle soz ediliyordu: Celik krali, lastik, gazete kagidi, tekstil ya da elektrik pili krali ya da petrol sirketlerinde oldugu gibi "yedi kiz kardesler"di bunlar. Cok guclu olduklari ileri surulen bu buyuk aileler, dunyanin en zengin ulkelerinin ulusal kamu bankalari, maliye bakanliklari, teknik burokrasileri ve nukleer guclerin askersel endustri kompleksleriyle iktidari paylasiyorlardi.
Ama, yeryuzu olceginde devinen ulusal kapitalizm uzerine kurulu bir ekonomiden, piyasalarin liberalizasyonu, kuralsizlastirma ve ulusal ekonomilerin kimi sektorlerinin tumuyle ozellestirilmesiyle nitelenebilen bir kuresellesmeye gecis, dunya ekonomisinin efendilerinin fizyonomisini ve dogasini degistirmis gorunmektedir. Boylece is ve finans dunyasinin buyuk aileleri, Wall Street'ten New York'a, Zurich'ten gecerek Frankfurt, Paris ya da Londra'nin City'sine, her zamanki muazzam etki guclerini ellerinde tutmaktadirlar. Ne var ki bu gucu Tokyo ve Osaka'nin ya da Asya ve ABD'de nufuzunu giderek arttiran kita Cin'i disindaki Cin'le paylasmak zorundadir.
Yeni iktidar yapilanmalarinin ortaya cikmasi, sosyal ve elit gruplar uzerine kurulu yeni oligarsiler tarafindan ulus-devletlerin yasal temsili bicimlerinin disinda karar ve kontrol erkine sahip yeni bir dunya orgutlenmesi olusturulmaktadir. Bu oligarsilerin dinamigi, saf bir ekonomik "fetih" mantigina -- sozde dunya rekabet engelinin, bir moral zorunluluk haline gelmesi -- uymaktadir. Bu ise, yasadisi pratiklerin genellesmesi, ekonominin artan bicimde curume yonelmesi egilimini kiskirtmaktadir. Baska bir degisle, dunyanin yakin tarihi, pekala "yeni barbarlik" olarak adlandirilabilecek "fetihlere", yeni guc birimlerine ve hakimiyet olgularina donusun tarihidir.
Cok sayida ve yaygin bilimsel bilgilenmenin sagladigi "moral otorite" uzerine kurulu uzerine kurulu, ileri bilisim ve iletisim teknolojilerine dayali yeni bir dunya erki, henuz uzakta gorunmektedir.
1971'de dolarin konvertibilitesini kaybetmesinden soguk savasin sonuna kadar dunya sistemi, tarihin olaganustu hiz kazanmasinin etki alanina girmisti. Bu bilgi toplama, stoklama, veri degerlendirme ve veri aktarma guclerinin, cok sayida birincil onemde olayi da beraberinde getirerek, ustel bicimde artan yeni bilesim ve iletisim teknolojilerinin kullanimiyla daha da ivme kazanmistir.
Birinci olarak, artan dunya sermaye piyasasi ve finans hizmetleri, buyuk oranda, giderek butunuyle devlet kontrolundan cikmistir. Sinirsiz finans spekulasyonlari icin uygun bir ortamda, para degisim oranlarina gore surekli hareket halinde olan sermayenin hacmi 1200 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir. Merkez Bankalari ve BRI gibi uluslararasi kuruluslar, ozel sermayenin ulastigi bu muazzam guce mudahaleden ve onunla savasa girismekten butunuyle vazgecmislerdir.
Ikincisi, sermayenin kuresellesmesi, yatirimlarin uluslararasiligini, bunun yani sira da ticaret akimlarinin onde gelen bolgelerinin butunlesmelerine kosut olarak, uretim sistemlerini de hizlandirmistir. Bu ise "dis buyume" yoluyla kuruluslarin, stratejilerin, piyasalarin, yabanci ulkelere dogrudan yatirimlarin, birlesmenin, kuruluslar arasi ittifaklarin kuresellesmesini ozendirmistir. Boylece her onemli sanayi ve finans grubu, dunyanin tum bolgelerinde, ozellikle de Kuzey Amerika, Bati Avrupa, Asya'nin dogusu ve guneydogusunda belli staretejiler uygulamaktadir.
Diger taraftan uluslararasilastirma asamasinda olan kuruluslarin dunya finans piyasalarina kolay ulasma gereksinmeleri, borsa kapitalizasyonunu genisletmistir. Cokuluslu "aile" sirketleri, varliklarini surdurmektedir. Bunlar bazen "yeni guclerin" dogmasina yol acmaktadir. (Benetton kardeslerde oldugu gibi); ama hakim egilim, hisse sahiplerinin cokuluslulugu yonundedir.
Politikanin feragati, hemen eksiksizdir. Kuresel mega sistem, her zaman ozel finans gruplarinin kisa vadeli cikarlarinin hizmetinde olmustur. Bu ozellikle ulasimda (ucak, otomobil), iletisimde (televizyon, imaj bankalari, haber sebekeleri, kuruluslara yonelik hizmetler), bilim ve arastirma (uzay, insan geni programlari, nukleer fuzyon, atmosferin isinmasi vb.) gibi konularda kendini gostermektedir. Bu gelismeye direnenlerin sayilari ise cok azdir ve iyi orgutlenememislerdir. Almanya, Italya, Iskandinav ulkelerindeki durumlar, sendikalarin hak arama ve gorusmeler yoluyla uzlasma guclerinin hayli zayifladigini gozden kacirmaya yetmemektedir. Ulusal kamu erkinin 80'li yillardan bu yana genel cikarlara hizmet kapasiteleri ve mudahale istekleri de guc kaybetmistir. Yapilanma surecindeki yeni dunyada, artik sadece endustri-finans gruplari ve sebekeleri, ekonomik politikalarin oyuncularidir.
Bu kosullarda, ceyrek yuzyillik bir surede yeryuzu, giderek acilan bir ekonomik alana donusmustur. Bu gelismeyi sembolize eden dunya ticaret orgutu, kuralsizlastirilmis ve liberalize edilmis bir dunya piyasasinin yaratilmasini, 21. yuzyilin isi olarak gerceklestirmek istemektedir.
Yeryuzu bundan boyle XV. yuzyilda oldugu gibi, yeni bir fetihler donemi icin hazirdir. Ronesansta, baslica oyuncular devletlerdi (Portekiz kralligi, Ispanya, Venedik kralligi vb.). Bugunku oyuncular, buyuk sirketlerden, finans gruplarindan, ozel sanayicilerden olusmaktadir. Yeryuzu boyutlarinda egemenlik stratejisi izleyen yeni fatihler, dunyanin gercek "patronlari"dir (padroni della Terra). Yeryuzu kaynaklarinin kullanimini, degerlendirilmesini, oyunun kurallarini, onceliklerini kararlastiran, kurumlari istikrarsizliga iten ve kurallari koyan onlardir. Dunyanin yeni efendilerinin sayilari ise hicbir zaman bu denli az olmamistir. Gercekten de elektronik, iletisim, basin, radyo-televizyon yayinciligi ve turizm sirketlerinin yonetimlerini olusturan bu efendilerin sayilari yuzlerle ifade edilebilecek olcude az sayidadir. Bunlarin dortte biri Avrupa'da, bir o kadari Asya'da, kalan yarisi da Amerika'dadir. Kisisel olarak ele alindiginda cok guclu sayilan sirketler enderdir. Onlari guclu kilan ve yeni dunyanin efendileri yapan, aralarindaki muesses baglar, sebekelerdir.
Dunyanin yeni efendileri butunuyle denetim disi mi kalmislardir? Ilac mevcuttur, eylem olanaklari ise oldukca fazladir. Acil olarak gereken ilk onlemler ulusal ve uluslararasi denetimlerin yeniden kurulmasi, dunya sermaye hareketlerinin vergilendirilmesi, bankacilikta "gizliligin", giderek vergi cennetlerinin onlenmesi, spekulasyonlara ve vergi kacirmalarina karsi ortak hareket edilmesi ve Italya'da yapildigi gibi uluslararasi "temiz eller" eylemlerinin gerceklestirilmesidir. Bunun yani sira parlamentolarin guclendirilmesiyle, demokratik denetimin yayginlastirilmasi gerekmektedir. Birlesmis Milletler bunyesinde bir "ekonomik guvenlik konseyi", "iletisim guvenligi yuksek kurulu" gibi uluslararasi orgutler de kurulabilir. Bu orgutler insanligin ortak mallarinin yonetimi (su gibi), uluslararasi calisma orgutlerinin sozlesmelerinin uygulanmalari ya da 1992'de Rio Zirvesi'nde alinan kararlarin yasama gecirilmesi sureclerini denetleyebilir.
Maniere de Voir, sayi 28, Kasim 1995 Fransa Cumhuriyet, 30 Ocak 1996 |