DUNYA HALI ve HIERONYMUS BOSCH

Emel Eratli

 

Bellegimizde yer alan aile, okul, sokak benzeri kavramlar kontrolumuz

disinda kaydedilmistir. Yasimiz ilerledikce, bu sozcuklerin gercek

karsiliklarini taniriz. Kimi zaman onaylariz varliklarini, kimi zaman

sorgulariz. Yasadigimiz gun ve onun nesnel karsilıgi dunya, bu kavramlarin

zeminini olusturur. Oysa, bellek kaydina gecmis iki mekan daha vardir ki,

elle tutulmasa, gozle gorulmese de, mealini daima biliriz. Bunlar, cennet ve

cehennemdir. Inancli/inancsiz her insanda bir yansimaya sahip hayali

mekanlar...

 

Hieronymus Bosch'un "The Garden of Earthly Delights" isimli yapiti tam da bu

uc mekan uzerine konusur. Yapim yillari 1500-1505 arasi olarak tahmin edilen

eser uc panodan olusur: Birinci pano olan cennet, insanoglunun beyninde

yuzyillardir degismeyen tasarimiyla dingin ve huzur vericidir. Hayvanlar ve

bitkiler, dogal iliskiler icindedirler. Hacimsel oranlari normaldir.

Cennette uc yabanci vardir; Havva, Adem ve İsa. Ve hemen yanlarinda yer alan

buyuk panonun, yani dunyanin hazirlayicilari olarak orada durmaya hak

kazanirlar sanki.

 

Dunyayi betimleyen buyuk pano ise kalabaliktir. Hayvanlar, bitkiler ve

insanlar ic ice gecmistir. Dunyada, olaganustu kabul edilebilecek bir dolu

ayrintiyla karsılasilir. Cennette gorulen turlerin dengeli dagilimina karsin

burada insanlar cogunluktadir. Kalabalik olmanin yani sira dogayi kullanmayi

ogrenmistir. Ata biner, kusun sirtinda ucar, agacin kovuguna siginir,

yapragin yardimiyla suyun uzerinde gezer. Sosyal iliskiler de kurar; sever,

nefret eder, gizlenir ya da sergiler. Onemli bir eksik vardir, o da uretim.

Insan eliyle uretilmis hic bir sey yoktur. Ilk bakista insan uretimi gibi

gorunenler dikkatle incelendiginde bunlarin, bazi doga parcalarinin deforme

edilmis halleri olduklari fark edilir. Kisacasi dunya bakirdir.

ucuncu pano ise cehennemdir ve yazinin esas nedenidir. Burasi, tam da hayal

ettigimiz cehennemdir ve ne gariptir ki, olaganustu degildir.

Artik uretim baslamistir. Uretimle birlikte ortunme, sakinma, sahip olma ve

saklama fiilleri de anlam kazanmistir. Insan eliyle uretilmis nesneler one

cikar. Insanlar butun dogal tasarimlari bir kenara itip kendi urettiklerine

hayran olmus, mutlak saymis ve dolayisiyla onlara tapinmaya baslamistir.

Korunmasi gerekenler icin iktidar alanlari olusturulmus, sinirlar cizilmis,

ordular kurulmustur. Cesitli insan gruplari, kendilerini ya da goruslerini

simgeleyen bayraklar tasirlar. Geri planda alevler yukselir. Burasi,

korunacak nesneler ve onlari korumayi mutlak gorev bilen dusunceler ugruna

yakilip yikilan dunyadir. Foucault'nun tarifiyle ortusur goruntuler: Insan

bedeni kendi iktidarinin nesnesine donusmustur. Ve, ilk bakista urkutucu

gorunen bu panonun ayrintilarinda, tanidik, bildik yuzlerle karsilasma

sansımız cok yuksektir.

 

Bosch, duygularini yaklasik bes yuz yil once aktarmis bir tahta parcasinin

uzerine. Oysa cehenneme baktiginizda acikca bugunu gorursunuz. Su soru gelir

insanin aklina hemen, bu yuce bir ongoru mudur yoksa, ureten insanin

yuzyillardir degismeyen yanilgisi mi?

 

Korunmasi icin yasamlarimizi adadigimiz degerlerin butunu, mutfak

firinimizdan, ulke cikarlarina kadar uzayabilecek bir zincir olusturur. Asla

odun verilemeyen enerji tuketimin boyutlarini, temel gida maddelerinin

esitsiz dagilimini, borsa dengelerini, doviz kurlarini, nukleer-kimyasal

silahlari dusunun. Cevaplarini bir turlu bulamadigimiz savaslari... Hangisi

icinde yasadigimiz dunyayi haketmemiz için gercek neden olabilir ki?

Cehennem, insan eliyle bicimlendirilmis dunyadır. Esas ilgi cekici olan ise,

bunun farkina varamayisimizdir.

Oneri, katki ve elestiri

Yakamoz

Ana Sayfa